GIDA GÜNÜ’NDE 1 MİLYAR AÇ - EVRENSEL

GENEL MERKEZ ( )
14.10.2006 (Son Güncelleme: 17.10.2006 13:39:27)

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı, dünyada yaklaşık 1 milyar insanın açlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu, bundan çok daha fazla sayıda insanın da gizli açlık çektiğini, yani yetersiz beslendiğini söyledi.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ortak olarak “Dünya Gıda Günü 2006 Sempozyumu” düzenledi.

Milli Kütüphane konferans salonunda gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, dünya nüfusunun gıda talebinin son 35 yılda 2 katına çıktığını, bu miktarın 2015 yılına kadar 2 kat daha artacağının belirtildiğini, bu karşılık ise dünyadaki hayvansal ve bitkisel gıda kaynaklarının giderek azaldığını kaydetti.

Bugün dünyada 1 milyara yakın insanın açlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu, bu rakamdan çok daha fazla insanın da yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya olduğuna işaret eden Soğancı, fakir ülkelerin kendi ihtiyaçları olan gıdayı üretmek yerine, zengin ülkeler için üretim yaptıklarını ifade etti.

Tohum Yasası tehlikesi

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ise dünyada her 6 kişiden birinin aç olduğunu, Türkiye’de ise resmi verilere göre 580 bin kişinin açlık sınırının altında yaşadığını söyledi.

Tohumculuk Yasası’yla ilgili de görüşlerini açıklayan Günaydın, söz konusu yasanın Türkiye’nin, tarımın ve vatandaşların gıda geleceğinin yok edilmesi anlamına geldiğini belirtti.

Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Küçük de gelişmiş ülkelerde üreticilerin gıdada söz sahibi olmasına karşın Türkiye’de perakendecilerin söz sahibi olduğunu ve üreticilerin perakendeciler altında ezildiğini söyledi.

Denetim yok

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman ise gıda alanında yaşanan denetim eksikliğine dikkat çekerek, Türkiye’de gıda alanında 450 bin satış noktası, 30 bin gıda işletmesi olmasına karşın, yalnızca 5 bin gıda denetçisi bulunduğunu söyledi. Ataman, bir işletmede yılda en az 2 denetimin yapılabilmesi için bu sayının acilen artırılması gerektiğine dikkat çekti.

Tohumculuk’da ilk bölüm kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda temel yasa olarak ele alınan Tohumculuk Kanunu Tasarısının 20 maddeden oluşan ilk bölümü kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, tasarı, tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diğer bitki türlerinin çoğaltım materyaline ait çeşitlerin ve genetik kaynakların kayıt altına alınması, tohumlukların üretimi, sertifikasyonu, ticareti, piyasa denetimi ve kurumsal yapılarla ilgili düzenlemeleri içeriyor. Tasarıda ayrıca, genetik kaynak; “bitki ıslahçıları ve bilim adamlarının ihtiyacı olan genlerin sağlandığı, bitki yapılarında genetik farklılık ve farklı özellikler içeren potansiyel popülasyon, bir ülkede veya bir bölgede doğal olarak bulunan bitkilerin yabani türleri ve bunların geçiş formları, yerel çeşitler, özel amaçlarla geliştirilmiş çeşitler ve bazı önemli karakterlere sahip ıslah materyalleri” olarak tanımlanıyor. Bitki çeşitlerinin tescili, üretim izni ve standart tohumluk çeşidi ile genetik kaynaklar, bakanlıkça kayıt altına alınacak.

Gıda güvencesi için tarıma yatırım

Sempozyumun, “Gıda Güvencesi İçin Tarıma Yatırım” başlıklı oturumunu yöneten Dr. Meftune Emiroğlu, son 7 yılda sanayiinin ortalama yüzde 8, tarımın ise yüzde 2.1 oranında büyüdüğünü, her yıl bir milyona yakın insan doğduğunu ve “üreyin üreyebildiğiniz kadar” mantığı ile yaklaşıldığını söyledi. Emiroğlu, TMMOB’a, “dünyanın her yanında ölümü bekleyen insanlara yardım için eylem planı” ile yardım götürmesi önerisinde bulunarak, bununla Nobel ödülü bile alabileceğini söyledi.

Ekonomist Ö. Faruk Berksan parasal sonuçları az olan tarımsal yatırımın stratejik olduğunun görülmediğini, tarımın öneminin kavranmadığını söyledi. ABD, Almanya, İtalya, hatta ekecek toprak bulamayan İsrail’in bile gelişmişliğinin tarımla ölçüldüğünü, tarıma ciddi yatırımlar yapıldığını kaydeden Berksan, tarımın geri kalmışlığı, sanayinin gelişmişliği temsil ettiğine sadece Türkiye’de inanıldığını ifade etti.

Prof. Dr. İzzettin Önder tarımdaki gelişmeleri sistem bütünselliği içinde almak gerektiğini belirterek, Türkiye’nin kapitalist bir ülke ve böylesi sistemlerde tek gücün üretim ilişkilerine hakim olma ve para olduğunun altını çizdi. Önder, “Siyaset ekonomiyi yönetmez, ekonomi siyaseti yönetir. Hükümet kimlerden oy aldı, kimlere hizmet ediyor” dedi.

Oturum Başkanı’nın “TMMOB’a Nobel ödülü alırsınız” önerisine de değinen Önder, Nobel ödülünün Marks’tan önce konduğunu, ama Marks’a değil, Gorbaçov’a ödül verildiğini hatırlattı. Sanayileşmiş toplumun ürettiği ürün fazlasının, ürün dağlarının tüketilmesi zorunluluğuna işaret eden Önder, zengin ülkelerin stoklarını da Türkiye gibi ülkelerin tüketeceğini söyledi.

Okunma Sayısı: 414