ADANA POZANTI’DA 10,2 HEKTAR ARAZİNİN TARIM DIŞI KULLANILMASI KARARINA KARŞI DAVA AÇTIK

GENEL MERKEZ ( )
26.01.2007 (Son Güncelleme: 26.01.2007 17:47:10)

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR.

 

ADANA İDARE MAHKEMESİNE

Gönderilmek Üzere

ANKARA İDARE MAHKEMESİNE

 

DAVACI                    : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

VEKİLİ                      : Av.Zühal DÖNMEZ

DAVALI                    : T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı-ANKARA

KONU                        : Adana İli Pozantı İlçesi Dağdibi Köyü sınırlarında bulunan 10,2566 Hektar alanın Tarım Dışı Kullanılmasının Uygun Bulunması işleminin öncelik ve ivedilikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline karar verilmesi talebidir.

OLAYLAR                : Adana İli Pozantı İlçesi Dağdibi Köyündeki heyelan nedeniyle köy için yeni yerleşim yeri alanı olarak nazım ve uygulama imar planı yapmak üzere, Bayındırlık İl Müdürlüğünce Dağdibi Köyü 134 ada 1,2,3,4,7,8,9,10,11,12,13,17,18,19,24,25, ve 131 ada 1 parsel olmak üzere toplam 102.566 m2 alanın tarım dışı amaçlı kullanım izni talebi, Toprak Koruma Kurulu tarafından uygun görülmemiştir. Bu karara itiraz edilmiş, davalı idarenin teknik elemanları tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda bu toprakların Sulu Marjinal Tarım Arazisi olması nedeniyle 5403 sayılı kanunun 13/1-d hükmü doğrultusunda işlem yapılmasına karar verilmiş ve sonunda 10,2566 hektar alanın çevre tarım alanlarına ve tarımsal üretime zarar vermeyecek tedbirlerin alınması şartıyla, tarım dışı amaçla kullanılması uygun görülmüştür. Olaylar şöyle gelişmiş ve hukuka, usule ve kamu yararına aykırı bir şekilde sonuçlanmıştır:

1) Adana-Pozantı-Dağdibi köyü mevcut yerleşim yeri Anadolunun geleneksel kırsal yerleşim yapısına uygun olarak verimli tarım arazilerinin hemen bitişiğinde ve bir dağın eteğinde yer almaktadır. Dağın yamacındaki orman örtüsünün yine köyde yaşayanlar tarafından tahrip edilmesi sonucu dağdan köy yerleşimine doğru heyelan taş ve kaya yuvarlanması gibi yaşamı tehdit eden olayların meydana gelmesi nedeniyle, Adana Bayındırlık  İl Müdürlüğünce doğal afet olduğu savı ile afete maruz kalan vatandaşların yeni yerleşim yerine nakledilmeleri planlanmıştır. Bu amaçla Dağdibi köyü afetzedeleri için 1990 yıllarında tesbit edilen 21 afet konutu yapıldığı ve şu anda da 9 konutun daha yapılmasına ihtiyaç olduğu Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 24 Mart 2006 tarihli inceleme raporunda belirtilmiştir (Ek-1). 21 konutun bulunduğu alan çevresinde seçilen arazilerin sulama sisteminin kurulması, arazi düzenlemesi çalışmaları Köy Hizmetlerince daha önce tamamlanmış olduğundan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tarım dışı amaçla kullanılması uygun görülmemiştir (Ek-2).

2) Valilikçe Dağdibi ve çevre köy alanlarında imar plan çalışmaları yapımına başlanmış ve sonuçlandırılmıştır. İmar planında Dağdibi Köyü için herhangi bir plan kararı getirilmemiştir. Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün İnceleme Raporunda, daha önce yapılan afet evleri çevresindeki arazilerin tarımsal niteliği korunacak alanlar içinde kalması nedeniyle afet konut alanı olarak seçilemediği ve bu hususta yapılacak bir işlem bulunmadığı belirtilmiştir. Görüldüğü gibi  seçilen yer ile  ilgili davalı idare ile Bayındırlık ve iskan bakanlığının olumsuz görüşleri bulunmaktadır.

3) Adana İl Müdürlüğünün köy yerleşim yeri olarak seçilmek istenen 280 dekar alan için "Kamu Yararı Kararı" alınması (Ek-3) gerektiği yazısına, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü  tarafından verilen cevapta, Bakanlıklarınca uygun görülmeyen ve üzerinde kısıtlılık hali bulunan alanla ilgili herhangi bir karar alınmasının Müdürlüklerinin yetki alanı dışında olduğu belirtilmiştir.

Toprak Koruma Kurulunun 4 Mart 2006 tarihli toplantısında Kurul üyeleri ve teknik ekip ile birlikte yerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir (Ek-4). Toprak Koruma Kurulunun 11 Nisan 2006 tarihli toplantısında da, TEMA, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, Ziraat Mühendisleri Odası, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İl Tarım Müdürlüğü, DSİ 6.Bölge Müdürlüğünden oluşan ekibin yerleşim yeri talebinde alternatif alanlarının belirlenmesi için çalışma yapmasına karar verilmiştir (Ek-5-6). Bunun üzerine heyetin çalışması sonucu hazırlanan 25 Mayıs 2005 tarihli raporda, dava konusu arazinin mutlak tarım arazisi olduğu belirtilerek alternatif arazilerin yeri ve konumu belirtilmiştir (Ek-7). Toprak Koruma Kurulunun 1 Haziran 2006 tarihli toplantısında hazırlanan rapor doğrultusunda karar verilmiş ve sözkonusu arazinin tarım dışı kullanımı talebi reddedilmiştir (Ek-8). Bu karara Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü ile İl Defterdarlığı temsilcileri muhalefet şerhi düşmüşlerdir.

4) Davalı İdare, hukuka ve kamu yararına uygun olan kurul kararını ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapmış ve 5404 sayılı Kanuna aykırı olarak 2 Bakanlık mühendisine hazırlattığı 10 Temmuz 2006 tarihli rapordan (Ek-9) hemen sonra Adana Valiliğine gönderdiği 12 Temmuz 2006 tarihli yazı ile, Toprak Koruma Kurulu Kararına Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından itiraz edildiğini, konunun yeniden  Toprak Koruma Kurulu gündemine alınmasını ve sonucun bildirilmesini emretmiştir (Ek-10). Bu yazı üzerine Adana Valiliği İl Tarım Müdürlüğü Toprak Koruma Kurulu Başkan Yardımcısının imzaladığı 26 Temmuz 2006 tarihli yazıyı Adana Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne göndermiş ve Bakanlığın talimatı gereği konunun Toprak Koruma Kurulunun gündemine alınacağını bildirmiştir (Ek-11).  Ve 5 Ekim 2006 tarihli toplantısında Toprak Koruma Kurulu Tarım dışı kullanım talebini 6 kabul 3 red oyu ile kabul etmiştir (Ek-12).  Sonrasında da iptalini istediğimiz Bakanlık Kararı alınmış ve Adana Valiliğine bildirilmiştir (Ek-13).

Yukarıda toplantı ve karar akışı gösterilen Toprak Koruma Kurulunun kendi bağımsız çalışma ve incelemeleri sonucu verdiği karardan, davalı idarenin emri ile nasıl döndüğü görülmektedir. Ne yazık ki ülkemizde bazı şeyler göstermelik getirilmektedir.

İPTAL NEDENLERİ           : 1) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında  sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.

            2) a. İptale konu işlemler ile söz konusu arazinin tarım dışı kullanıma açılması Anayasaya aykırıdır.

Anayasal hükümler : T.C. Anayasası Devlete, 44. maddesi ile "toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek...", 45. maddesi ile de "tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek..." görevlerini yüklemiştir. Anayasamızın 45. maddesinin gerekçesinde; "Madde, Devlete tarım arazilerinin ve çayırlarla meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevi vermektedir. Bu ifade ile amaçlanan tarım arazilerinin endüstri ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesinin önlenmesidir. Devlet, bu amaçla yasal düzenlemeler yapmalıdır" ifadesi yer almaktadır.

Anayasamızın 166. maddesi, "Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şeklide kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir" hükmünü amirdir.

Yine Anayasamızın 56. maddesine göre; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir".

Tüm bu maddelerle birlikte Anayasanın mülkiyet hakkının kullanımını düzenleyen 35. maddesi, herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğunu belirttikten sonra, "mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" demektedir. Bu sınırlama, her türlü mülkiyet için, dolayısıyla toprak mülkiyeti için de geçerlidir.

            İptalini talep ettiğimiz, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olmaktan çıkarılması, yapılaşmaya açılmasına ilişkin işlemlerin Anayasaya aykırı olduğu açıktır.

            b. 1.Sınıf Tarım Toprağı olan  dava konusu taşınmazın imara açılması, tarım arazisi olmaktan çıkarılması 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa aykırıdır. Toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini amaçlayan Kanunun 3.maddesinin (d) fıkrasında Tarım arazisinin tanımı yapılmıştır. Buna göre;  Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen araziler tarım arazisidir.

Kanunun 4.maddesinde de, Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve Hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, gerçek ve tüzel kişilere ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel, sosyo-ekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen, kısmen veya geçici olarak engellenmemesi amacıyla araziyi kullananlar, bu Kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür, denilmektedir. Görüldüğü gibi davalı idare, Mutlak tarım arazisini iskana açarak Kanunun kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemiştir.

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını düzenleyen 5403 Sayılı Kanunun 13.maddesinde, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir.

Toprak Koruma Kurulu üyeleri ve teknik heyetin çalışması sonucu hazırlanan 25 Mayıs 2005 tarihli raporda, dava konusu arazinin mutlak tarım arazisi olduğu belirtilerek alternatif arazilerin yeri ve konumu da belirtilmiştir. Buna rağmen alternatif alan yokmuş gibi karar alınması Yasanın ilgili maddesine aykırıdır. Üstelik son karara dayanak oluşturan davalı idarenin hazırlattığı rapordaki bilgiler ile arazi özellikleri uyuşmadığı gibi gerçeği de yansıtmamaktadır. Kurul üyelerinin tesbit ettiği ve kadastro haritası ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün harita bilgileri örtüştüğü halde, Bakanlık temsilcisi mühendislerin rapor bilgileri arazide gerekli incelemeler yapılmadan hazırlanmış olduğunu göstermektedir. Nitekim Adana Toprak Koruma Kurulu üyelerinin, kurul üyesi ve konunun uzmanı Prof. Dr.Suat Şenol ile birlikte arazi çalışmaları sonucunda hazırladıkları rapor ile Bakanlık Teknik elemanlarının raporu tamamen birbirine ters düşmektedir.

Bu arazi %2-4 eğimli, çok derin ve sulu tarım arazisidir ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanununa göre "Sulu Mutlak Tarım Arazisidir" Köy Hizmetleri Genel müdürlüğü tarafından sahaya hizmet eden sulama kanalı ve teraslama çalışması yapılmıştır. Afet evleri yapımı için köyde marjinal tarım arazisi niteliğinde alternatif araziler mevcuttur. Kurul üyeleri yaptıkları arazi çalışmalarında bu alternatif alanları belirlemiş ve önermişlerdir. Tarım dışına çıkarılması talep edilen Sulu-Mutlak tarım arazileri hakkında Bakanlık teknik elemanlarınca hazırlanmış olan ve gerçeği yansıtmayan bir rapora atıf yapılarak konu, usulüne aykırı olarak kurul gündemine tekrar alınmış ve kararın değişmesini gerektirecek herhangi bir gerekçe olmadan kurulun daha önce aldığı karara aykırı bir karar alması sağlanmıştır. Bakanlık yetkilisi teknik elemanlar 280 dekar alana ait rapor düzenlemiştir. Oysa kurulun son toplantısını 102 dekar alan olarak getirilerek oylanmıştır. Alınan kurul kararından hemen sonra seçilen arazilerin maliklerinden bir kısmı, alınan karara arazilerinin mutlak tarım arazisi olduğu, dikili bahçe olduğu savı ile itiraz etmişlerdir.

 

            3) İptale konu karar ile birlikte sözkonusu mutlak tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması sonucu telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı muhakkaktır, bu nedenle acilen Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER          : Anayasa, İYUK, 7472 Sayılı Kanun, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, Ziraat Mühendislerinin Görev   ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmelikler, İlgili tüm  mevzuat.

DELİLLER                             : Ekler

SONUÇ VE SİSTEM             :Yukarıda açıklanan nedenlerle; Adana İli Pozantı İlçesi Dağdibi Köyü sınırlarında bulunan 10,2566 Hektar alanın Tarım Dışı Kullanılmasının Uygun Bulunmasına ilişkin 31 Ekim 2006 tarih 4025 sayılı davalı Bakanlık işleminin  öncelik ve ivedilikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine  karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.

 

Av.Zühal Dönmez

Davacı Vekili

EKİ: Vekaletname

1-29.03.2006 t.li yazı ve rapor

2-18.10.2005 t.li yazı

3-21.03.2006 t.li yazı

4-04.03.2006 t.li toplantı tutanağı

5-11.04.2006 t.li toplantı tutanağı

6-04.05.2006 t.li toplantı tutanağı

7-25.05.2006 t.li rapor

8-01.06.2006 t.li toplantı tutanağı

9-10.07.2006 t.li rapor

10-12.07.2006 t.li yazı

11-26.07.2006 t.li yazı

12-05.10.2006 t.li toplantı tutanağı

13-31.10.2006 tarihli karar

Okunma Sayısı: 2865