TARIMSAL ÖĞRETİMİN 161. YILDÖNÜMÜ BASIN AÇIKLAMASI

KONYA ŞUBE ( )
28.01.2007 (Son Güncelleme: 30.01.2007 13:25:01)

Tarımsal Öğrenimin 161. Yıldönümü nedeniyle 10 Ocak 2007 tarihinde Hekimevi Toplantı Salonu’nda Basın Açıklaması yaptık.

Tarım, Türkiye için sosyal ve ekonomik bakımdan en önemli sektörlerin başında gelmektedir. Henüz girdiğimiz yüzyılda tarım sektörü artan nüfus, tarım alanlarına olan baskı ve toprak kaybı gibi nedenlerle her geçen gün daha da önemli hale gelmekte ve ülke geleceği için stratejik bir sektör olma özelliğini korumaktadır.

Gelişen ve değişen dünyamızda bilgi, hayatın her alanında olduğu gibi tarımda da önemini gittikçe artırmaktadır. Bugün dünyada ve ülkemizde, hızla artan nüfusun beslenmesi, üretim alanlarını artırmakla mümkün olmadığına göre, tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasıyla sağlanabilir. Tarımsal üretimin artırılması kadar, kaliteli ve sağlıklı ürünlerin üretimi de önemlidir. Bunun sağlanmasında, yetişmiş meslek elemanlarının varlığı ile doğru bilgi ve beceriye sahip üreticilerin, etkili olacağı açıktır.

Tarımsal üretim çalışmalarının bilimsel yöntemlere dayandırılması için, bu konularda öğretim ve eğitim görerek yetişmiş insan gücüne gereksinim vardır. Ülkemizde bu alanda belirli bir disiplin içinde yapılan eğitim-öğretim faaliyeti, 10 Ocak 1846 yılında İstanbul-Yeşilköy Ayamama Çiftliğinde kurulan Ziraat Mektebi‘yle başlamıştır. Modern anlamda tarımsal yüksek öğretim ise, Cumhuriyet döneminde etkinlik kazanmıştır. Bu dönemde öncelikle ülke genelinde birçok ilde Ziraat Mektepleri kurulmuştur. Cumhuriyetin 10. yılında çıkarılan yeni bir yasa ile Ankara‘da Yüksek Ziraat Enstitüsü (YZE) açılmıştır. Enstitü içinde Ziraat, Veteriner ve Orman Fakülteleri yer almıştır. Daha sonra 1948 yılında Ziraat ve Veteriner Fakülteleri Ankara Üniversitesi‘ne ve Orman Fakültesi de İstanbul Üniversitesi‘ne bağlanmıştır. Bunu takip eden yıllarda, 1955‘de İzmir‘de, 1958‘de Erzurum‘da, 1967‘de Adana‘da, 1976‘da Samsun‘da ve 1980‘den sonra kurulan 18 adet Ziraat Fakültesi ile bu gün Türkiye‘de toplam 23 adet Ziraat Fakültesi bulunmaktadır. Ayrıca, değişik dönemlerde statüleri farklı ve genel olarak Tarım Bakanlığı‘na bağlı faaliyet gösteren, Ziraat Okulları, Bahçıvanlık Okulları, Ziraat Liseleri, Tarım Makinaları Eğitim Merkezleri ve Ziraat Teknik Liseleri gibi çiftçilere ve ara insan gücü yetiştirmeye yönelik öğretim ve eğitimler sürdürülmüştür.

Türkiye‘de 1933 yılında "Yüksek Ziraat Enstitüsü" (YZE) ile başlayan Tarımsal Yüksek Öğretim, 1948 yılından bu yana Ziraat Fakültelerinde sürdürüldü. Ziraat Fakültelerinde yapılan öğretim, çeşitli değişimlere uğramış olmasına karşın, başlangıçtan bu yana, alanın tümünü kapsayacak biçimde planlanmıştır. Dört yıllık  (kısa bir süre 5 yıllık) yüksek öğrenim sonunda mezun olanların tümüne "Ziraat Mühendisi" unvanı verilmiştir.  Türkiye‘de tarımsal üretim koşullarının çok ilkel ve zayıf olduğu ilk dönemlerde, bütün alanı kapsayan bilgilerle donatılmış bir teknik elemanın tarıma sunulması yararlı olmuştur. Örneğin, şeker pancarı verimi

1926 yılında 872 kg/da,

1964 yılında 2530 kg/da,

2002 yılında 4444 kg/da olmuştur.

Elbette ki, bu gelişmeye en önemli katkı Ziraat Mühendisleri tarafından sağlanmıştır. Tarımsal üretim yöntemlerinin bilim ve teknolojiye dayandırılması ile ülkemizde de giderek modern üretim yöntemlerinin uygulanmasına başlanmıştır. Bu da Ziraat Mühendisinden istenen vasıfların hem alan olarak genişlemesine, hem de bilgi derinliğinin artmasına neden olmuştur.

Bu noktada, yüzeysel bakışlarla, çığ gibi büyümüş işsiz Ziraat Mühendisi sayısını azaltmak için, öğrenci ve Ziraat Fakülteleri sayısıyla oynamak yerine, çağın gerçeklerine uygun daha bilimsel temellere dayalı, diğer gelişmiş ülkelerdeki durumlara benzer uygulamalarda bulunmak gereklidir. Aynı olmasa bile benzer sıkıntılar yaşayan batı ülkelerindeki gelişmeler ve aranan çözüm yolları da göz önünde bulundurularak, Türkiye‘deki durum incelenebilir. Bugün Türkiye‘de Ziraat Mühendisinin sayısal olarak varlığı, AB ülkelerinin toplam Ziraat Mühendisi sayısının 20 katından daha fazladır. Gelişmiş ülkelerde tarımsal yükseköğretim, giderek artan karmaşasının bir sonucu olarak, çok disiplinli bir alan haline geldi. Tarımsal yüksek öğretimde, mühendislikle birlikte biyolojinin sınır hattında yer alan problemlerle de uğraşma zorunluluğu doğdu. Bununla birlikte en son gelişmelerin etkisiyle, çok yeni teknoloji ve bilimsel disiplinler de ortaya çıktı. Bunlardan en önemlisi tabii ki, Elektronik ve Enformasyon teknolojileridir. İleri kontrol ve ileri teknoloji materyalleri, gelişmiş algılayıcı sistemler ve daha birçokları, tarım teknolojisinin ayrılmaz parçası haline geldi. Teknolojik gelişme ve artan beklentiye paralel olarak, biyolojik ürünler ve materyaller, bitkisel ve hayvansal üretimin etkileşimi içine girdiler. Bu etkileşim sonucunda, tarımsal üretimdeki ürün miktarının ve kalitesinin artırılması için biyoloji bilimi önem kazandı. Tarımda hızlı teknoloji kullanılması, makineleşmenin artması, üründeki hasat sonrası işlemler, çevre teknolojisi ve sulu tarım gibi yeni oluşumların beklentisini getirdi. Bu gelişmeler göz önüne alındığında, Tarımsal Yüksek Öğretimin temelinden doğan ve gelişen, yapılanmaya gerek olduğu, giderek artan bir şekilde kabul görmektedir. Bu durumda, dünyadaki gelişmelere paralel olarak, gerçek anlamda tarımsal yüksek öğretimin, tarımsal nitelikli mesleklere sahip çıkan eğitim sisteminin geliştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Tarımsal yüksek öğretimin ülkemizdeki bugünkü durumu iç açıcı değildir. Uygulanan 3 yıl genel tarımsal alanda ve 1 yıl bölüm bazındaki Ziraat Mühendisliği eğitimi programı, tarımsal alanın gerçeklerine ve özel girişimciliğe yönelik değildir. O halde bu sistem yeniden gözden geçirilmelidir.

Tarımsal eğitim-öğretim yapılan fakültelerimizde yetişen mühendislerin, yalnız kamu kuruluşlarında değil, özel sektörde de çalışabilecek ve kendi işini kurabilecek vasıflarda yetiştirilmesi önemlidir.

Tarım ve Ziraat Mühendislerine yönelik iyi yöndeki gelişmeler, ancak paralel olabilecektir. Bilim ve teknik temeli olmayan sektörlerin ilerlemesi kalıcı ve başarılı olamayacağı için Mühendislik dallarına daha fazla imkân ve önem verilmesi gerekmektedir. Bugün yüzölçüm olarak Ülkemizden çok daha az olan bazı ülkelerin, Dünya tarım potansiyelinden aldıkları pay bizden daha fazla durumdadır. Ziraat Mühendislerine yeni imkânların verilmesi ile Ülkemiz daha güzel ve refah günlere kavuşacaktır. Tarımda ve tarımsal öğrenimde yaşanan sıkıntılara rağmen özveri ile tarıma hizmet eden Ziraat Mühendislerine Tarımsal Öğrenimin başlamasının 161. Yıldönümü vesilesi ile şükranlarımızı sunuyoruz. 

                                                                                                    H.Hüseyin MOTUK

                                                                                                                Başkan

                                                                                                   Yönetim Kurulu Adına

Okunma Sayısı: 2325
Fotoğraf Galerisi