SAMSUN TARIMDA GEÇMİŞİNİ ARIYOR - CUMHURİYET TARIM GIDA HAYVANCILIK

GENEL MERKEZ ( )
10.07.2007 (Son Güncelleme: 10.07.2007 11:57:23)

Prof. Dr. Zeki ACAR
Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı

Samsun! Kendisini bu ülkeye ait hisseden her insanın kalbinin derinliklerinde, Cumhuriyete, bağımsızlığa, berekete, bolluğa ilişkin güzel çağrışımlar yapan kent. Geçmişinde varolan ve günümüzde taşıdığı yüksek potansiyele karşın, şiddeti gün geçtikçe artan işsizlik, yoksulluk, çaresizlik ve bunların getirdiği şiddet, hırsızlık, kap-kaç, uyuşturucu gibi sorunların altında ezilen kent.

Kızılırmak ve Yeşilırmağın deltalarında oluşmuş Bafra ve Çarşamba ovaları, iç kesimlerde kalan arazileri ile Samsun ili, çok yüksek tarımsal üretim ve verimlilik gücüne sahiptir. Yaklaşık 450 bin ha tarım arazisi bulunan Samsun, ülkemizdeki toplam tarımsal üretimin % 2.5‘inden fazlasını sağlamakta ve ildeki işgücünün % 63 kadarı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Yetiştirilen başlıca ürünler mısır, çeltik, tütün, şeker pancarı, ayçiçeği, buğday, fındık, şeftali, elma, armut ile her türlü kışlık ve yazlık sebzelerdir. Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı gibi, Samsun ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan bir kenttir. Bu nedenle, tarım sektöründeki olumlu veya olumsuz her gelişmenin ilk sonuçlarının görüldüğü yerlerden birisidir.

Samsun‘un ekonomisi ve istihdamı büyük oranda tarıma bağlı olduğu için, Türkiye genelinde tarım sektöründeki sıkıntılar, bu yörede birkaç kat daha şiddetli yaşanmaktadır. Türkiye‘deki genel yapı ve Samsun‘a özgü durumlar birlikte değerlendirildiğinde, tarım sektörünün sorunlarını şöyle özetleyebiliriz.

- Tütün ile özdeşleşmiş bir kent olan Samsun‘da 5-6 yıl öncesine kadar, 40 bin hektara yakın bir alanda tütün tarımı yapılmaktaydı. Dünyanın en kaliteli "oriental" tip tütünü kabul edilen "Maden" tütünü Samsun‘da yetiştirilmektedir. Bitkinin istekleri ve kalite özellikleri gereği tütün, ovaların dışında kalan eğimli, yüzlek ve kısmen verimsiz topraklarda yetiştirilmektedir. Çok yorucu ve zahmetli olmasına karşın, yetiştiği koşullarda en iyi getiriyi sağlayan ürün olması ve ödemelerin toplu yapılması nedeniyle, üreticiler tütün tarımını istekle yapmaktaydılar. Evlilikler, alış-verişler, borçlanmalar hep tütün parasına göre ayarlanırdı. Kent merkezinde oturan çok sayıda insan, yaprak tütün işleme, depolama ve bakım tesisleri ile sigara fabrikalarında çalışırdı. Şu anda tütün dikim alanı yaklaşık 10 ha‘a düşmüştür. Kent merkezinde bulunan sigara fabrikası ile yaprak tütün işleme tesisleri ve depoların çoğunluğu kapatıldığı için işsizlik çığ gibi büyümüştür.

- Çeltik, mısır, buğday, ayçiçeği, şeker pancarı gibi ürünlerin fiyatı, 2003 yılından sonra ya azalmış, ya da yerinde kalmış, buna karşın, girdi fiyatları neredeyse ikiye katlanmıştır. Bunun sonucunda mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ekim alanları her geçen yıl azalmakta, boş bırakılan araziler artmaktadır.

- Çarşamba ve Bafra ovalarında yetiştirilen kışlık ve yazlık sebzelerin, çok azı büyük kentlere ve dış pazarlara gönderilebilmektedir. Dondurulmuş, soyulmuş, kurutulmuş veya konserve gıda üreten işletmelerin olmayışı, ayrıca ürünü depolayacak ve pazarlara ulaştıracak soğuk zincirin yetersizliği nedeniyle, ürünün önemli bir kısmı çürümekte ya da satılamadığından çöpe dökülmektedir. Salça ve çeşitli meyve suları üreten işletmelerin olmamasından dolayı, sofralık olarak değerlendiril(e)meyen ürünler çürümeye terk edilmektedir.

- Üreticiler yetiştirdiği ürünlerden yaptığı masrafı bile karşılayamadığından, özellikle Çarşamba ve son yıllarda da Bafra ovası fındık ve kavak ormanına dönüşmeye başlamıştır.

- Köylerde yaşanan yoğun göç sonucu yakın zamanda buralarda üretim yapacak insan kalmayacaktır. Özellikle yüksek köylerde bu sorun şimdiden yaşanmaktadır. Nitekim bazı yörelerde özel tütün şirketleri sözleşme yapacak üretici bulamamaktadırlar.

- Arka arkaya gelen doğal felaketler (nisan ayındaki don olayı) ve geçen yıl yaşanan fiyat felaketi (bir önceki yıl kilosu 7-8 YTL‘den satılan ürün geçen yıl 2 YTL‘ye satılmıştır) fındık üreticisini perişan etmiştir.

- Bir yandan yoğun kirlilik, diğer yandan zamansız, aşırı ve bilinçsiz avlanma Karadeniz‘deki balık stoklarını önemli oranda azaltmıştır. Bu nedenle, balıkçılık sektörü de sürekli bir gerileme içerisindedir.

- Hayvansal ürün fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar ve düşmeler nedeniyle hayvancılık sektörü ciddi bir çöküş yaşamıştır.

Ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma bağlı olan Samsun, tarımda yaşanan gerilemeye paralel olarak, son 5-6 yılda en çok göç veren illerin başında gelmektedir. Sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından, 1980‘lerin ortasına kadar, ilk 10 il içerisinde yeralan Samsun, şu anda 32. sırada bulunmaktadır. Günümüzde kent, geçmiş yıllardaki tarım merkezi, fuarı ve uluslar arası festivallerin düzenlendiği kültür merkezi, Orta ve Doğu Karadenizin ticaret merkezi olduğu günleri aramaktadır. Tüm değerlendirmelerin sonucunda şunu söyleyebiliriz; Türkiye‘de tarım sektörü hızla çökmektedir ve ilk altında kalan yerlerden birisi Samsun‘dur.

- Gübre, ilaç, mazot, elektrik, traktör ve ekipmanları gibi tarımsal girdilerin üzerindeki vergi yükü azaltılarak, girdi maliyetleri üreticilerimizin diğer ülkeler ile rekabet edebilecekleri düzeye çekilmelidir.

- Tarıma ayrılan kaynaklar artırılmalı, sulama, drenaj, tesviye gibi alt yapı ve işleme, depolama gibi üst yapı yatırımları hızlandırılmalı, bu alanda yatırım yapacak özel sektör özendirilmelidir.

- Üreticilerin kendi sorunlarını çözmelerini sağlamak üzere, kooperatifler ve üretici birlikleri teknik ve ekonomik yönden desteklenmelidir.

- Geleneksel ürün ve üretimlerin yanı sıra, tohumculuk, süs bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştiriciliği, bodur meyvecilik, örtü altı yetiştiriciliği, organik tarım gibi yeni ürün ve üretim şekillerine geçiş özendirilmeli, üreticilere teknik ve ekonomik destek sağlanmalıdır.        

- Tarım arazilerinin bölünmesi engellenmeli, toplulaştırma çalışmaları hızlandırılmalıdır.

- Uzun dönemde verimliliği korumak ve sürdürülebilir tarım yapabilmek için, yem bitkilerine dayalı ekim nöbeti planları yapılıp, uygulanmalı ve hayvancılık özendirilmelidir.

- Etkili kırsal kalkınma programları ile kırsal altyapı güçlendirilmeli, buralarda yaşayan insanların refah düzeyleri artırılmalıdır.

- Tütün, Deveci Armudu, mısır, çeltik, kömüş (manda) yoğurdu ve kaymağı, Samsun lokumu, Bafra lokumu gibi, bu yöreye özgü tat ve özellikler taşıyan ürünlere özel destekler sağlanmalıdır.

Okunma Sayısı: 2522