BAŞBAKANLIK, YALOVA TİGEM'İN KAPATILMASINI İPTAL EDEN MAHKEME KARARINA KARŞI TEMYİZ BAŞVURUSU YAPTI

GENEL MERKEZ ( )
24.07.2007 (Son Güncelleme: 24.07.2007 18:21:01)

T.C.
BAŞBAKANLIK
Hukuk Müşavirliği

SAYI : B.02.0.HUK.641.02S.2005-160l/1241

KONU:

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA SUNULMAK ÜZERE ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI KANALIYLA BURSA 2. İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

Dosya No : E.2005/1080
K.2006/2562

Temyiz Eden (Davalı): Başbakanlık

Davalı Yanında Müdahiller : I-Yalova Belediye Başkanlığı

2-Kütahya Seramik Porselen A.Ş.

3-Nafi Güral

4- Yalova Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği

5- Yalova Minibüsçüler Odası

Karşı Taraf (Davacı) : Tarım İş Sendikası Genel Başkanlığı

Vekili : Av. Ahmet Vefa Güntürkün

Davacı Yanında Müdahiller: I-Tema

2-Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığı

Tebliğ Tarihi : 31.01.2007

Konusu : Bursa 2. İdare Mahkemesinin 26.12.2006 tarih ve E.2005/1080, K.2006/2562 sayılı kararının öncelikle yürütmesinin durdurulması ve temyizen incelenerek bozulması talebimizdir.

Temyiz Nedenlerimiz:

Tarım İş Sendikası Genel Başkanlığı vekili tarafından, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı Atatürk Tarım İşletmesinin tasfiyesine, tasfiyeden sonra devir esnasında tapu kayıtlarına halen kullanılmakta olan tarım arazilerinin tarım arazisi olarak korunmaları şeklinde bir şerh düşülmesi kaydıyla söz konusu arazinin Hazine adına tescil edilmesine ve Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne devredilmesine ilişkin Yüksek Planlama Kurulunun 14.03.2005 tarih ve 2005/T-3 sayılı kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle ‘Başbakanlık aleyhine Bursa 2. İdare Mahkemesinin 2005/1080 esasında açılan davada; anılan mahkemenin 26.12.2006 günlü E.2005/1080, K.2006/2562 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup, mezkur karar usul ve hukuka aykırı bulunduğundan, aşağıda açıklayacağımız sebeplerle öncelikle yürütmesinin durdurulması ve temyizen incelenerek bozulması gerekmektedir.

USUL YÖNÜNDEN

I-GÖREV YÖNÜNDEN

2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesinin 1/c bendinde, Danıştay‘ın, ilk derece mahkemesi olarak, Bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlayacağı hükmü bulunmaktadır.

Diğer yandan, 540 sayılı KHK‘nın, 5. maddesinin (c) bendinde, "Kalkınma planı ve yıllık programlar çerçevesinde kamu iktisadi teşebbüsleri ile ilgili her türlü kararları almak", Yüksek Planlama Kurulunun görevleri arasında sayılmıştır. Yüksek Planlama Kurulu‘nun bu hükme dayanarak aldığı kararlar, makro ekonomik politikaları ilgilendiren boyutları nedeniyle, ülke çapında uygulanacak kararlardan olup, genel düzenleyici işlem niteliğindedir. Bu açıdan, dava konusu uyuşmazlığın çözümü, Danıştay‘ın ilk derece mahkemesi olarak görevleri arasındadır. Dolayısıyla, temyize konu Bursa 2. İdare Mahkemesinin 26.12.2006 tarih ve E.2005/1080, K.2006/2562 kararının görev yönünden bozulması gerekmektedir.

2-EHLİYET YÖNÜNDEN

Danıştay‘ın bir çok kararında ifade edildiği gibi, idare hukukunda, sendikaların dava ehliyetleri, tüzüklerinde yazılı kuruluş amaçları ve faaliyet alanları ile sınırlıdır. Davacı sendikanın tüzüğü dava dilekçesine eklenmediğinden, tarafımızca bu konu incelenememiştir. Bu sebeple, davacı sendika tüzüğünün İdare mahkemesince, davacının anılan konuda dava açma ehliyeti olup olmadığı hususunda incelenmesi gerekirken incelenmediğinden kararın öncelikle bu yönden bozulmasını talep etmekteyiz.

ESAS YÖNÜNDEN

TİGEM‘in Devlet Planlama Teşkilatı‘na gönderdiği 03.12.2004 tarih ve 10448 sayılı yazıda, Atatürk Tarım İşletmesinin zarar etmekte olduğu ve ana statüsüne uygun olarak tohumluk ve damızlık üretimi yapamadığı belirtilmiştir. Buna, 1999 depreminde arazilerin şehir içinde kalmasıyla depremde işletme arazisine prefabrike konutların kurulmasının ve gerekli yatırımların yapılamamasının neden olduğu bildirilmektedir.

TİGEM, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK çerçevesinde tarım ve tarıma dayalı sanayinin ihtiyacı olan her türlü mal ve hizmetleri üretmekle görevli, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür. 233 sayılı KHK‘nin 2. maddesine göre; İktisadi Devlet Teşekkülü, sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. İDT‘ler iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulduklarından, karlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda çalışırlar. Dolayısıyla işletmenin, ana statüsüne uygun olarak tohumluk ve damızlık üretimi yapamıyor olması ve ayrıca verimlilik ilkelerine aykırı olarak karlı çalışamıyor olması nedeniyle tasfiyesinin uygun olduğu görüşüne varılmıştır. Ancak işletmenin tasfiye edilme gerekçesi, sadece karlılık ve verimlilik esaslarına göre çalışamıyor olması ve bunun sağlanması için gerekli yatırımların yapılmamış olması değil, aynı zamanda 1999 depreminde işletmeye ait arazilerin şehir içinde kalması ve bu arazilere prefabrike konutların kurulmasıyla işletmenin ana statüsüne uygun olarak tohumluk ve damızlık üretimini yapabilmesi için gerekli olan optimal arazi büyüklüğünü kaybetmiş olmasıdır.

Dava konusu işlemle tasfiyesine ve Hazine‘ye devrine karar verilen Atatürk Tarım İşletmesi 1929 yılında kurulmuş olup, Devlet Ziraat İşletmeleri bünyesinde faaliyetini sürdürürken işletme, 1949 yılında 5433 sayılı yasa ile kurulan Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü bünyesine alınmış ve 1984 yılından itibaren Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı bir işletme olarak faaliyetini devam ettirmiştir. İşletmenin 1.220 dekar kültür altı, 1.760 dekar kültür dışı olmak üzere toplam 2.980 dekar büyüklüğünde arazi varlığı bulunmaktadır. İşletmenin tarım alanlarında, elma, zeytin yetiştiriciliği, seracılık, çiçekçilik, badem, zeytin, kiwi ve diğer meyve. fidancılığı, yem bitkileri üretimi yapılmıştır. Tarıma uygun olmayan alanlarında ise meşe, fıstık çamı, akça ağaç, kestane, çınar, kermes meşesi ve çalılık, makilik bulunmaktadır.

Atatürk Tarım İşletmesi zamanla il merkezi içinde, kuzeyde Marmara denizi, batıda ve güneyde Yalova - Çınarcık karayolu, doğuda il merkezi arasında kalmıştır. Bu nedenle Yüksek Planlama Kurulu‘nun 14.03.2005 tarih ve 2005/T-3 sayılı kararı ile tasfiye edilmiş ve bila bedel Milli Emlak Genel Müdürlüğüne teslim edilmiş olup, 19.08.2005 tarihi itibarıyla Atatürk Tarım İşletmesi Müdürlüğü kapatılmıştır.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT), 08.06.1984 tarih ve 233 sayılı KHK‘ye tabi olarak faaliyet göstermektedirler. Bu KHK ile KİT‘lerin kurulmaları, yönetilmeleri, tasfiye edilmeleri ve devredilmeleri gibi hususlar düzenlenmektedir. Öte yandan, 19.06.1994 tarih ve 540 sayılı KHK‘nin Yüksek Planlama Kurulu‘nun görevlerini düzenleyen 5. maddesinin (c) bendinde "Kalkınma planı ve yıllık programlar çerçevesinde kamu iktisadi teşebbüsleri ile ilgili her türlü kararları almak" ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeden, 540 sayılı KHK‘nin söz konusu maddesiyle, YPK‘ye, KİT‘lerle ilgili 233 sayılı KHK‘de yer alan hususların yanı sıra yer almayan hususlara da ilişkin olmak üzere Kalkınma Planı ve Yıllık Programlar çerçevesinde her türlü kararı alma yetkisinin verildiği anlaşılmaktadır. 31 Ekim 2004 tarih ve 25629 Mükerrer sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan 15 Ekim 2004 tarih ve 2004//7978 sayılı "2005 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair" Bakanlar Kurulu Kararının eki olan 2005 Yılı Programının "Makroekonomik Politikalar" bölümünde "KİT‘lerin atıl durumda bulunan gayrimenkulleri rayiç bedelle değerlendirilecek; zarar eden işletme birimleri tasfiye edilecek" hükmü yer almaktadır. Bu hükme bağlı olarak söz konusu işletmenin tasfiyesi 540 sayılı KHK ile YPK‘ye verilen yetkilere dayanılarak gerçekleştirilmiş olup; usul ve hukuka aykırı bulunan Bursa 2. İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.

Temyize konu kararda, Anayasa‘nın 44., 45. ve 166. maddeleri, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanununun 1.,9.,13. ve 18. maddeleri ile 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinde yer alan tarım arazilerinin amaçlarına uygun olarak kullanılmasına ve korunmasına yönelik hükümlere atıf yapılmıştır. Söz konusu YPK Kararının, bu hükümlere aykırı olmadığı; aksine Kararda yer alan "devir esnasında tapu kayıtlarına halen kullanılmakta olan tarım arazilerinin, tarım arazisi olarak korunmaları şeklinde bir şerh düşülmesi kaydıyla" ifadesiyle söz konusu Kanunlardaki ilgili maddelere uygun olarak tarım arazilerinin korunmasının amaçlandığı görülmektedir.

Yine, temyize konu kararda, kamu sağlığı ve milli güvenlik gibi toplumsal menfaatler ile çevre ve doğal kaynakların sağladığı yaşamsal faydaların bir bütünü olup her türlü ekonomik gaye ve kazançtan daha öncelikli olan en üst toplumsal yararı ifade ettiği belirtilen hukuk literatüründeki üstün kamu yararının, söz konusu YPK Kararıyla tapu kayıtlarına düşülen şerhle gözetildiği düşünülmektedir. Ayrıca, YPK Kararıyla tarım arazileri dışında kalan diğer arazilerin de tarım dışında bir faaliyet kolunda değerlendirilmesinin kamunun daha çok yararına olacağı düşünülmektedir.

Yukarıda ve savunma dilekçemizde tafsilatlı olarak açıklandığı üzere, dava konusu işlem 540 sayılı KHK ve Yüksek Planlama Kuruluna verilen yetkilere dayanılarak, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olan tesis edilmiş olup; dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığından, Bursa 2. İdare Mahkemesi kararının yürütülmesi halinde ileride telafısi mümkün olmayacak zararlar doğabileceğinden temyiz incelemesi sırasında öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına ve ardından da bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.

Sonuç ve İstem: Gerek yukarıda, gerekse savunmalarımızda açıklanan ve Mahkemenizce re‘sen dikkate alınacak sebeplerle; 2577 sayılı İYUK‘nun 49. ve 52. maddesine göre; haksız ve hukuki mesnetten yoksun olan Bursa 2. İdare Mahkemesinin 26.12.2006 tarih ve E.2005/1080, K.2006/2562 sayılı kararının öncelikle yürütmesinin durdurulmasına, temyizen incelenerek bozulmasına ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.

Ümit Ulvi CANİK
Başbakan a.
I. Hukuk Müşaviri

Okunma Sayısı: 2096