DÜNYA GIDA GÜNÜ NEDENİYLE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİK

BURSA ŞUBE ( )
16.10.2007 (Son Güncelleme: 16.10.2007 16:58:46)

DÜNYA GIDA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

[16 Ekim 2007]

IMF ve Dünya Bankası dayatmalarıyla yok edilmeye çalışılan tarım intikam alıyor

Dünya Gıda Günü her yıl Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü‘nün  (FAO) 1945 yılında Kanada‘nın Quebec şehrinde kuruluş günü olan 16 Ekim tarihinde kutlanmaktadır. Dünya Gıda Gününde, kamuoyunda tarım ve gıda konularına ışık tutmak ve bilinç oluşturmak amacıyla her yıl belirlenen değişik temalar çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. 62. kuruluş yıldönümünü kutlayan FAO‘nun bu yılki teması "Gıda Hakkı"dır.

İnsanlık 16 Ekim‘de Dünya Gıda Günü‘nü kutlamaya hazırlanırken, açıklanan raporlar dünyada ve Türkiye‘de açlık ve yoksulluğun geldiği korkunç boyutları gözler önüne sermektedir. Örneğin;

3 milyarı aşkın insan günde 2 dolardan az bir parayla geçinmektedir.

1,3 milyar insan, günde 1 dolardan daha az bir para ile hayatta kalma mücadelesi vermektedir.

Her gün yaklaşık 850 milyon kişi aç dolaşmaktadır.

100 milyonu her gece aç karınla uyumaktadır.

2007 Dünya Gıda Günü temasının Gıda Hakkı olarak seçilmesi, Gıda Hakkının tüm insanlık tarafından açlık ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, kalkınma sürecinin hızlandırılması ve derinleştirilmesi açısından önemli bir insan hakkı olarak kabul edildiğini ortaya koymaktadır.

İlk kez 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde insan hakkı olarak yer alan gıda hakkı, insan hayatı için gerekli, yeterli ve güvenli gıdaya erişimin sağlanması anlamına gelir ve en temel evrensel insanlık haklarından birisidir. Daha sonra 1966 yılında kabul edilen Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesinde (11. madde) yer almış ve günümüzde şartları üye ülkeler için bağlayıcı olan bu madde 156 devlet tarafından onaylanmıştır.  Ancak İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin yayınlanmasının ardından 59 yıl geçmesine rağmen bugün bile 850 milyonu aşkın insan gıda hakkına erişmeyi beklemektedir.

Günümüzde açlık ve yetersiz beslenme yalnızca mevcut gıdanın eksikliğinden değil aynı zamanda küreselleşmenin neden olduğu yoksulluk, gelir dağılımında eşitsizlik, sağlık hizmetleri, eğitim, temiz su ve sıhhi yaşam koşullarına erişememe gibi nedenlere de dayanmaktadır.

Tüm insanlığın sürekli olarak yeterli gıdaya ulaşımının sağlanması yalnızca ahlaki bir yükümlülük değil yüksek geri dönüşümü olan ekonomik bir yatırımdır. Bu en temel insan hakkının yerine getirilmesidir.

***

Ülkemize gelirsek; Türkiye İstatistik Kurumu‘nun verilerine göre Türkiye‘de yaklaşık 900 bin uluslararası anlamda aç insan bulunmaktadır. Yoksul insan sayısı ise 19 milyonun üzerindedir. Yani Ülkemiz nüfusunun üçte biri yoksul, yetmişte biri ise tam anlamı ile açtır.

Tarımda yaşanan yeni gelişmeler ve küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık, ülkeleri tarım politikalarını değiştirmeye itmektedir. Türkiye‘de ise kuraklığın üretimde yarattığı tahribatın sonuçlarının yavaş yavaş ortaya çıkmasına rağmen, tasfiye politikaları aynen sürdürülmektedir.

Çin, Hindistan gibi ülkelerin her yıl katlanarak artan gıda taleplerinin yanı sıra yaşanan küresel kuraklık, birçok ülkeye tarımın stratejik bir sektör olduğunu yeniden hatırlamaktadır. Ülkeler, tarım politikalarını liberal söylemlerin aksine, artık bu gerçekliğe göre belirlemektedirler.

Örneğin günümüze kadar çiftçileri üretimden vazgeçirmeye dayalı politikalar izleyen Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, şimdi hızla üretimi teşvik edici politikalara dönmektedir. Bu kapsamda süt üretiminde 23 yıldır uygulanan kısıtlamalar kaldırılmakta, buğdayda yüzde 10 nadas koşulundan vazgeçilmektedir. Fransa Tarım Bakanı tarımın stratejik konumunu "İnsanları beslemek yeniden sorunların en önüne geçiyor ve yıllarca hakir görülen çiftçilik, tekrar önem ve saygınlık kazanıyor" şeklinde vurgulamaktadır.

Oysa ülkemizde IMF ve Dünya Bankası dayatmalı tarımı tasfiye politikaları aynen sürdürülmektedir. TMO‘nun, kooperatif birliklerinin piyasaya müdahale güçleri azaltılmakta, tarımın yapısal sorunlarına çözüm üretilmemektedir. Üstelik bütçeden tarıma ayrılan desteklerin üçte ikisi seçim öncesinde tüketilmiş durumdadır. Tüm bunların üzerine bir de küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık eklenmiştir. IMF ve Dünya Bankası dayatmalarıyla yok edilmeye çalışılan tarım adeta intikam almaktadır.

Ülkemizde yaşanan meteorolojik kuraklık daha sonra tarımsal kuraklığa dönüşmüş, bu nedenle üreticiler birçok üründe çok önemli zararlara uğramışlardır. Tarımsal ürünlerde meydana gelen zarar dikkate alındığında, kuraklığın ülkemizde doğal afet niteliği kazandığı görülmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu, tarım kesiminin yılın ikinci çeyreğinde (Nisan-Mayıs-Haziran) yüzde 1,1 oranında küçüldüğünü açıklamıştır. Asıl gerileme üçüncü ve dördüncü çeyrekte görülecek, kuraklığın üretimde tahribatının sonuçları o zaman ortaya çıkacaktır.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği‘nin (TZOB) ürün bazında yaptığı araştırmalara göre, üretim kaybı buğdayda yüzde 20, karpuzda yüzde 24, domateste yüzde 25, ayçiçeğinde yüzde 17‘yi bulmuş; kuraklığın çiftçilerimize toplam zararı 5 milyar YTL olarak belirlenmiştir. Tarım Bakanlığı ise bu zararın 2,5-3 milyar YTL arasında olduğunu açıklamıştır.

Türkiye‘nin 2005 yılında 21 milyon ton olan, 2006‘da ise 20 milyon ton olarak gerçekleşen buğday rekoltesi bu yıl küresel kuraklık nedeniyle 16,5 milyon ton civarına düşmüştür. ABD Tarım Bakanlığı‘na göre şiddetli kuraklık nedeniyle Türkiye‘nin buğday üretimi 15,5 milyon tona düşecek ve Türkiye 2 milyon ton kaliteli buğday ithalatına ihtiyaç duyacaktır.

Nitekim 25 Eylül 2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Toprak Mahsulleri Ofisi‘ne (TMO) gümrüksüz olarak 800 bin ton buğday, 300‘er bin ton arpa ve mısır ithalatı için yetki verilmiştir. Ancak dünyada buğdayın tonu geçtiğimiz yıl yaz döneminde 180-200 dolar iken, kuraklık nedeniyle bugün fiyatlar 380-400 dolara yükselmiştir. Yani hububat ithalatı için artık yüksek bedeller ödenmek zorunda kalınacaktır

***

Açlığın ve yoksulluğun olmadığı, tüm insanların gerekli, yeterli ve güvenli gıdaya erişebildiği bir dünyada yaşamaları dilekleri ile DÜNYA GIDA GÜNÜ‘nü kutluyoruz.

 

İLHAN DEMİRÖZ                                                SERKAN DURMUŞ

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası                    TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

Bursa Şube Başkanı                                           İl Temsilcisi

Okunma Sayısı: 1299
Fotoğraf Galerisi