‘AÇLIĞIN NEDENİ HAKSIZ PAYLAŞIM’ - EVRENSEL

GENEL MERKEZ ( )
24.10.2007 (Son Güncelleme: 30.10.2007 16:16:39)

Dünyanın açlık ve dengesiz beslenme sorunlarının kaynağının ‘nüfus değil haksız paylaşım’ olduğu vurgulayan uzmanlar çözüm önerilerini sıraladılar.

Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri odaları tarafından düzenlenen "Gıda Hakkı" konulu sempozyumun sonuç bildirgesinde, "yoksul halk kitlelerinin parası olmadığı için yeterli ve nitelikli gıdaya ulaşamadığı" vurgulandı.

Üç meslek örgütü tarafından 1920 Ekim günlerinde düzenlenen "Gıda Hakkı" konulu sempozyumun sonuç bildirgesinde, her insanın her zaman sürekli, güvenli ve kültürel tercihine uygun gıdaya ve gıda üretmek için araçlara ulaşma hakkı olduğu, ancak dünyanın hâlâ açlık ve dengesiz beslenme sorunları ile baş edebilmenin yollarını aradığı kaydedildi. "Açlık sorununun asıl nedeni ise nüfus artışı değil, kaynakların haksız paylaşımıdır" denilen bildirgede, ülkemiz dahil, birçok ülkede bir tarafta gıda fazlası varken ve depolardaki stoklar çeşitli kampanya ve reklamlarla eritilmeye çalışılırken; diğer yandan çoğunluğu oluşturan yoksul halk kitlelerinin parası olmadığı için yeterli ve nitelikli gıdaya ulaşamadığının altını çizildi.

Gıda ve gıda üretmek için gerekli araçlara ulaşılması amacıyla, ulusal varlıklarımız olan toprak ve su kaynaklarından yararlanmanın bir insan hakkı olduğuna dikkat çekilen bildirgede, "doğal kaynaklara yönelik her türlü metalaştırma faaliyeti durdurulmalı, birincil üretimden itibaren üretici, sanayici ve tüketicinin eğitimine yönelik her türlü önlem alınmalıdır" denildi. Dışa bağımlı olmayan bir tarımsal yapının kurulması ve ucuz-güvenilir gıdaya ulaşma hakkına sahip toplum kesimlerinin artan refahtan daha fazla pay alması esasına dayanan amaca yönelik, uzun soluklu ve kapsamlı tarım ve gıda politikası oluşturulması istenen bildirgede, kuraklığa karşı dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve sulama yatırımlarının zaman kaybetmeden tamamlanması da önerildi. (Ankara/EVRENSEL)

Gıda güvenliği strateji belirlenmeli

Sempozyumdan çıkan sonuçlar bildirgede şöyle sıralandı:

  • Girdiden çıktıya dışa bağımlı olmayan bir tarımsal yapının kurulması ve ucuz, güvenilir gıdaya ulaşım hakkına sahip toplum kesimlerinin artan refahtan daha fazla pay alması esasına dayanan amaca yönelik, uzun soluklu ve kapsamlı tarım ve gıda politikaları oluşturulmalıdır.
  • Küresel iklim değişikliğine yönelik olarak yapılması gereken çalışmalar zaman kaybedilmeden başlatılmalı, İklim Değişimi ve Gelişimi Araştırma Merkezi kurulmalı, ilgili tüm birimlerin katılımı ile senaryo çalışmaları ve bu senaryolara karşı stratejiler geliştirilmelidir.
  • Kuraklığa dayanıklı çeşitler geliştirilmeli ve sulama yatırımları zaman kaybetmeden tamamlanmalıdır.
  • Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın yapılandırılması tamamlanmalı; ilgili meslek grupları gıda denetimini etkin biçimde gerçekleştirecek sayıda istihdam edilmelidir.
  • Tüm dünyada kabul görmüş olan tarladan sofraya gıda güvenliği yaklaşımı multidisipliner çalışmayı gerektirmektedir. Bu kapsamda ilgili tüm meslek gruplarının niteliklerine ve uzmanlık alanlarına uygun olarak, yetki ve sorumluluk alanlarının belirlendiği politikalar acilen hayata geçirilmelidir.
  • Türkiye‘de 2001 yılında başlanan Gıda ve Beslenme Eylem Planı çalışmalarının ikinci aşaması için hazırlıklar başlatılmalı ve Türkiye‘nin gıda güvencesi, gıda güvenliği ve beslenme konusundaki strateji ve eylemleri belirlenmelidir.
  • Kayıt dışılık tüm yetkili kurumların işbirliği ile engellenmeli, tarım ve gıda işletmeleri kayıt altına alınmalı, gıda denetimlerinde ‘Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği‘ ilkesi hayata geçirilmelidir.
  • Yaklaşık 30 yıldır yapılmayan gıda, sağlık ve beslenme araştırmasının yenilenmesi için başlatılan çalışmalar tamamlanmalı, Türk insanının gıda hakkı, beslenme ve sağlık durumu konusundaki bilgiler derlenerek, ulusal beslenme politikalarının oluşturulmasında öncelikler belirlenmelidir.‘‘
  • Okunma Sayısı: 534