"TÜRKİYE, TARIMDA KENDİ ÇIKARLARINI KORUYAMIYOR" - YENİ ADANA GAZETESİ

ADANA ŞUBE ( )
23.11.2007 (Son Güncelleme: 26.11.2007 09:04:07)

Yeni Adana gazetesi haberidir. 

DTÖ‘nün pirinç ithalinde Türkiye‘yi suçlu bulmasının ardından görüştüğümüz ZMO Genel Başkanı Dr. Gökhan Günaydın:

Haber : M.Ömer ÜNEY

** Dünya Ticaret Örgütü‘nün (DTÖ), düşük tarifeyle Amerikan pirinci ithal edebilmek için iç piyasadan büyük miktarda pirinç alınması yönündeki uygulamanın ticaret kurallarına aykırı olduğunu belirtmesinin ardından Türk pirinç (çeltik) üreticisi çareler aramaya başladı. Kota uygulamasının kaldırılmasıyla birlikte firmalar artık yurtdışından çok düşük fiyatlarla ithalat yapabiliyor. Üreticilerimiz ise ürününün elinde kalmasından korkuyor.

** DTÖ‘nin ABD lehine aldığı kararın ardından görüştüğümüz Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Dr. Gökhan Günaydın, Türkiye‘nin son yıllarda başka ülkelerin kendisi hakkında yürüttüğü soruşturmalardan etkilendiğini ancak kendi avantajına olabilecek gelişmelerde DTÖ‘ye herhangi bir başvuru yapmadığını kaydetti. Başkan Günaydın, Türkiye‘nin tarımda dünyaya karşı kendi adına sürekli olumsuz etkilendiğini belirtti.

** Pamukta ABD‘de 25 bin pamuk üreticisine yılda 4 milyar dolar destek verildiğini vurgulayan Günaydın, "Bu çerçevede ABD‘nin iç destek ve ihracat sübvansiyonlarını eleştiren Latin Amerika ve Afrika ülkeleri ABD aleyhine bir karar çıkarmayı başardılar. Türkiye‘ye yılda 1 milyar dolar düzeyinde pamuk giriyor ve bu pamuk daha çok ABD, Yunanistan‘dan geliyor. Ancak Türkiye böyle bir dava sürecini yürütmedi ve yürütemedi" dedi.

Dünya Ticaret Örgütü‘nün, Türkiye‘nin ABD‘den pirinç ithaline kısıtlamalar koyarak uluslararası ticaret kurallarını ihlal ettiğine karar vermesinin ardından Türk pirinç (çeltik) üreticisi ürününün elinde kalmaması için çareler aramaya başladı.

Dünya Ticaret Örgütü‘nün (DTÖ), düşük tarifeyle Amerikan pirinci ithal edebilmek için iç piyasadan büyük miktarda pirinç alınması yönündeki uygulamanın ticaret kurallarına aykırı olduğunu belirtmesinin ardından görüştüğümüz Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Dr. Gökhan Günaydın, Türkiye‘nin son yıllarda başka ülkelerin kendisi hakkında yürüttüğü soruşturmalardan etkilendiğini ancak kendi avantajına olabilecek gelişmelerde DTÖ‘ye herhangi bir başvuru yapmadığını kaydetti. Türkiye‘nin böylelikle kendi adına sürekli olumsuz etkilendiğini vurgulayan Günaydın, değerlendirme yaparken Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) anlaşmalarını ve Dünya Bankası ve IMF aracılığıyla yürütülen tarım reformu sürecini de göz önünde bulundurmak gerektiğini kaydetti.

Günaydın, "DTÖ ilk kez tarım odaklı anlaşmasını 1994‘te Uruguay‘da imzaladı. Bu anlaşmaya göre tüm tarife dışı engeller tarifeye dönüştürülecek ve bunlar indirgenecek. Gümrük Vergileri‘nin indirgenmesi anlamına gelen bu indirgemeye pazara girişi kolaylaştırılması hükmü diyorlar. İkinci önemli gelişme ihracat sübvansiyonlarının indirgenmesi ve üçüncüsü de Türk tarım sektörüne aktarılan iç desteklerin indirgenmesidir" dedi.

Türkiye‘de geçmiş yıllarda pirinçte yurtiçinden alım yapanlara yönelik ithalat yapmaları halinde bir kota uygulaması getirildiğini anımsatan Günaydın, bu uygulamanın DTÖ terminolojisine göre tarife dışı engel olarak tanımlandığını ve ABD‘nin takibine uğradığını belirtti. Günaydın, "Çünkü Uruguay Anlaşması sonrasında anlaşmanın niteliği yaptırımı olmayan bir süreçten yaptırımı olan bir sürece dönüşmüştü. Bu çerçevede geçtiğimiz günlerde DTÖ, Türkiye‘deki pirinç (çeltik) uygulamasının yanlış olduğunu karara bağladı. Zaten Türkiye de bu uygulamayı ortadan kaldırmış ve ithalatı iç üretimle bağlamlandıran sürece son vermişti" diye konuştu.

BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU!

Uruguay ile hedeflenenin "Adil ticaret" sistemi olduğunu, böylelikle ülkelerin daha az iç destek ve daha az ihracat sübvansiyonu vereceğini ve pazara giriş olanaklarını arttıracaklarını vurgulayan Günaydın, "Başka bir deyişle gümrük vergilerini azaltacaklardı. Bunun altında yatan temel felsefe Mukayeseli Üstünlükler. Şunu söyler DTÖ terminolojisi, eğer bu destekler gibi ticareti bozucu etkenleri kaldırırsanız, dünyada Mukayeseli Üstünlükler çalışır.

Peki mukayeseli üstünlükler çalışıyor ise, Türkiye‘nin 2/3 verim değerine sahip ABD nasıl oluyor da Türkiye‘ye yılda 600 milyon dolar civarında pamuk satabiliyor? Bu verimlilik listesine giremeyen Yunanistan nasıl oluyor da Türkiye‘ye 400 milyon dolar pamuk satabiliyor?" diye konuştu.

"TÜRKİYE ABD‘YE KARŞI PAMUKTA DA TARAF OLMADI"

Geçtiğimiz yıl ABD ile Latin Amerika ve Afrika ülkeleri arasında yaşanan pamuk tartışmasına da değinen Günaydın, Türkiye‘nin tarımda kendi çıkarlarını korumada yetersiz kaldığını savladı.  

Türkiye‘den daha düşük verimliliğe sahip olan ülkelerin Türkiye‘ye pamuk satabilmelerindeki nedenin iç destek ve sübvansiyonlar olduğunun görülmesi gereğine değinen Günaydın, şunları söyledi:

"Pamukta ABD‘de 25 bin pamuk üreticisine yılda 4 milyar dolar destek veriliyor. Bu destek yalnızca Türkiye‘nin pamuk piyasasını bozmakla kalmıyor, ekonomileri pamuk üretimine dayanan 10 Afrika ülkesinde açlık olarak somutlanıyor.

Bu çerçevede ABD‘nin iç destek ve ihracat sübvansiyonlarını eleştiren Latin Amerika ve Afrika ülkeleri ABD aleyhine bir karar çıkarmayı başardılar. Türkiye‘ye yılda 1 milyar dolar düzeyinde pamuk giriyor ve bu pamuk daha çok ABD, Yunanistan‘dan geliyor. Ancak Türkiye böyle bir dava sürecini yürütmedi ve yürütemedi. Türkiye, son yıllarda başka ülkelerin kendisi hakkında yürüttüğü soruşturmalardan etkilenirken, kendi avantajına olabilecek başvuruları DTÖ‘ye yapmıyor. Ve böylece ülkemiz kendi adına sürekli olumsuz etkileniyor."

PİRİNÇTE SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?

Dünya Ticaret Örgütü, Türkiye‘nin ABD‘den pirinç ithaline kısıtlamalar koyarak uluslararası ticaret kurallarını ihlal ettiğine karar verdi. Dünya Ticaret Örgütü‘nden (DTÖ) yapılan açıklamada düşük tarifeyle Amerikan pirinci ithal edebilmek için iç piyasadan büyük miktarda pirinç alınması yönündeki uygulamanın ticaret kurallarına aykırı olduğu belirtildi.

2006 yılında Türkiye‘yi örgüte şikayet eden ABD, uygulama nedeniyle pirinç ihracatının zarar gördüğünü dile getiriyordu. Ankara ise söz konusu uygulamanın artık yürürlükte olmadığı ve tekrar gündeme gelmeyeceği argümanını ortaya atmıştı.

DTÖ ise bu açıklamayı not etmiş, ancak anlaşmalara aykırı bütün uygulamaların düzeltilmesi gerektiği görüşünü Ankara‘ya iletmişti. DTÖ‘nün kararını temyize götürmek için Ankara‘nın 60 gün süresi var.

ÜRÜNLER ELDE Mİ KALACAK?

Her yıl ortalama 200 bin ton pirinç ithal etmek durumunda olan Türkiye, yerli üreticinin korunması için, son iki yıldır bazı düzenlemeler yapmış, ithalatı "iç alım" şartına bağlamıştı. Buna göre, üreticiden doğrudan alım yapan firmalara, aldıkları ürün miktarına bağlı olarak ithalat lisansı veriliyordu. Böylece, tüccarın üreticiden doğrudan alım yapması, TMO‘nun alım yükünün azaltılması hedeflenirken, pirinç üreticisinin ürettiğini satması sağlanarak üretim desteklenmiş oluyordu.

Türkiye‘nin pirinç ithalatı için kontrol belgesi vermemesinin söz konusu olmadığını belirten Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilileri, her yıl 200 bin ton pirinç ithal edildiğini hatırlatarak, "ithalatın, yerli pirinç alım şartına bağlanmasının" yerli üreticinin korunması açısından Türkiye‘nin en doğal hakkı olduğu görüşünü dile getirmişti. Türkiye‘nin pirinç ve çeltik ithalatında uyguladığı gümrük vergilerinin de DTÖ taahhütlerine uygun olduğu vurgulanırken, yetkililer, "ABD‘nin şu aşamada fiyat rekabeti yok. Özel sektörü ABD‘den ithalat konusunda zorlayamayız" demişlerdi. Ancak geçen süreçte Türkiye, pirinç ve çeltik sektöründeki uygulamalardan vazgeçti.

Çeltikte kota uygulamasının kaldırılmasıyla  birlikte firmaların iç piyasaya talebi azaldı. Çünkü firmalar yurtdışından çok düşük fiyatlarla ithalat yapabiliyor. Türk çeltik üreticisi de ürettiği ürünün elinde kalmaması için çareler aramaya başladı bile...

Okunma Sayısı: 1247