BİLİM EGEMENLERİN İSTEDİĞİ ROTADA İLERLİYOR
Evrensel Basım Yayın tarafından Prof. Dr. Erdal Şekeroğlu anısına düzenlenen panelde, bilim ve çevre politikalarının belirlenmesinde bilim insanlarının nasıl bir tutum alması gerektiği konuşuldu.
21.01.2008 tarihli Evrensel gazetesi haberidir.
Evrensel Basım Yayın tarafından Prof. Dr. Erdal Şekeroğlu anısına düzenlenen panelde, bilim ve çevre politikalarının belirlenmesinde bilim insanlarının nasıl bir tutum alması gerektiği konuşuldu
Çukurova Kitap ve Eğitim Fuarı kapsamında Evrensel Basım Yayın tarafından Prof. Dr. Erdal Şekeroğlu anısına "Bilim ve Çevre Politikaları" konulu bir panel düzenlendi.
TÜYAP Konferans Salonu‘nda gerçekleşen panele konuşmacı olarak, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı ve ÇÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Haydar Şengül , Ziraat Mühendisi Mustafa Altıokka ve Yazar Semih Hiçyılmaz katıldı.
Bilim ve çevre politikalarının belirlenmesinde egemenlerin nasıl bir rol aldığı ve buna karşı bilim insanlarının nasıl bir tutum takınması gerektiği konusunda konuşmaların yapıldığı panelde ilk olarak söz alan Prof. Dr. İbrahim Ortaş, çevre sorunlarının gün geçtikçe arttığının ve çok ciddi bir duruma geldiğinin altını çizdi. Şu ana kadar yeryüzündeki bitki ve hayvan topluluklarının yarısının kaybolduğunu ve bu kaybolmanın hızlı bir biçimde devam ettiğini aktaran Ortaş, kaybolanın yalnızca hayvanlar ve bitkiler olmadığını, aynı zamanda insanların geleceğinin de kaybolduğunu dile getirdi.
Çevre mıntıka temizliği midir?
"Dünya insanlığın ortak malıdır ve bu ortak malın bir zamanlar sınırları yoktu. Ta ki zenginleşme ve fakirleşme süreci ile birlikte herkes sahip olduğu değerleri başkası ile paylaşmak istemediği andan itibaren, yeni süreçler başladı" diyen Ortaş, ancak kurtların, böceklerin, oksijenlerin hâlâ sınırları olmadığını, Çin‘de yaprak düştüğünde okyanusta fırtına koptuğunu vurguladı. İnsanın şu anda doğayı kontrol etme hırsının cezasını çekmeye başladığını belirten Ortaş, şöyle dedi: "Bundan sonra bize bir görev düşüyor. İnsanlığın duruşu doğa duruşudur. Bundan sonra siyasetin de yönü çevre olacaktır. Bize de bu aşamada bir görev düşüyor. Çevre ile ilgili eylemlerde yer almalıyız."
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Haydar Şengül ise bilim ve çevrenin dünyayı yönetenlerle yakından ilgili olduğunun altını çizdi. Bilim politikalarının egemenler tarafından belirlendiğini aktaran Şengül, bilimin egemenlerin şekillendirmek isteği rotada yer aldığını söyledi. Çevrenin çok çarpıtılan bir alan olduğunu ifade eden Şengül, "Örneğin okullarımızda çevre, bir mıntıka temizliği gibi aktarılır. Çöp toplarsak çevreci oluruz, ağaç dikersek çevreci oluruz. Bu kadar. Ama çevre sorunlarının arkasındaki nedenleri yargılamazsak, bu kapitalist açgözlü tüketimi yargılamazsak ve bahsedildiği gibi sürdürürsek, bu dünyada yaşamamız söz konusu olamaz" şeklinde konuştu. Gelişmiş ülkelerin çevreyi kendilerine bir engel olarak koyduğunu kaydeden Şengül, Türkiye‘nin Amerika‘nın peşine takılıp Kyoto Protokolü‘nü imzalamamasının utanç verici olduğunu aktardı.
Şekeroğlu örnek bir bilim adamıydı
Erdal Şekeroğlu‘nun kardeşi Yazar Semih Hiçyılmaz ise bir bilim insanının bilim ve çevreye karşı nasıl duruş sergilemesi gerektiği konusunda Erdal Şekeroğlu‘nun önemli bir örnek olduğunu dile getirdi. Birçok kavramın içi boşaltılmış bir durumda olduğunu aktaran Hiçyılmaz, "En azından bugün karetta karettalar ölsün denilmiyor. Ya da ‘Türkiye çöl olmasın herkes palamut diksin‘ diyorlar" diye konuştu. Bergama‘da siyanürle altın arayan madenin kurulmasına karşı bilim insanlarının var olduğu gibi ‘Hayır bu gayet iyi bir şeydir. Siyanürle altın aranabilir‘ diyen bilim insanlarının da var olduğunu söyleyen Hiçyılmaz, "Demek ki bilim insanlarının hepsi eşit değildir. Koydukları tavırlara göre değişir" diye konuştu. Erdal Şekeroğlu‘nun, duruşu ile bilim insanı duruşunu gösterdiğini aktaran Hiçyılmaz, Şekeroğlu‘nun, yazılarında böceklerin doğa içerisinde gereksiz canlılar olmadığını gösterdiğini söylerken, doğa örnekleri ile toplumu kaynaştırabildiğini dile getirdi.
