BASIN AÇIKLAMASI: "TARIMSAL DESTEKLER ; ÜRETİCİNİN UMUDU BU YIL DA BOŞA ÇIKTI"

ADANA ŞUBE ( )
27.03.2008 (Son Güncelleme: 27.06.2008 17:00:45)

Bir yandan yaşanan ciddi kuraklık, diğer yandan da akıl almaz oranda artan girdi fiyatlarıyla 2007 yılı, tarım sektörü için tam bir kâbus yılı oldu.

Bir yandan yaşanan ciddi kuraklık, diğer yandan da akıl almaz oranda artan girdi fiyatlarıyla 2007 yılı, tarım sektörü için tam bir kâbus yılı oldu. Aç karnında 40 umut besleyen üreticilerin umutları bu yıl da boşa çıktı. "Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu" 2007 yılı için kararlaştırdığı desteklemeleri Bakanlar Kuruluna sundu.

Başbakanın daha önce "Doğrudan Gelir Desteğini (DGD) kaldıracağız, arazi yerine ürüne destek vereceğiz" demesine rağmen Kurul DGD uygulamasının 2008‘de de sürdürülmesini kararlaştırmıştır. Kurul, 2007 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıtlarına göre 2008 yılında ödenecek DGD miktarını 7 YTL/dekar olarak belirlemiştir. Bilindiği gibi bir önceki yıl için DGD miktarı 10 YTL/dekardı.

Hayvancılık sektörü için verilecek desteklerin genel olarak bir önceki yıla göre yarıya indirilmesi öngörülmüştür.

Büyük üretim açığımızın bulunduğu, her yıl ithalatı için yaklaşık 2 milyar dolar döviz ödediğimiz, yalnız üreticilerini değil, aynı zamanda sanayici, tüccar ve ihracatçısını da yakından ilgilendiren yağlı tohumlar destekleme primleri, 2007 yılı için, 2006 yılı primleri ile aynı tutulmuş, % 10‘a yaklaşan enflasyon oranına, girdilerdeki bir yılda ortalama % 50-60‘a varan artış oranına rağmen pamuk, yağlık ayçiçeği, soya, kanola, aspir destekleme primlerinde herhangi bir artış öngörülmemiş, dane mısırda 2006 yılında 6,7 Ykr/kg olan prim anlaşılamaz bir şekilde 2 Ykr/kg‘ye düşürülmüştür. Yalnızca zeytin yağında 11 Ykr/kg olan prim 20 Ykr/kg‘e çıkarılmıştır. Kurulun belirlediği destekleme primleri ürünlere göre aşağıda sunulmuştur.

 

2007 Ürünü Prim Destekleri Ykr/Kg

 

2006

2007

Pamuk

29

29

Pamuk (Sertifikalı tohumluk kullanıldığında)

34,8

34,8

Ayçiçeği

20

20

Soya

22

22

Soya (Sertifikalı tohumluk kullanıldığında

26,4

26,4

Kanola

22

22

Dane Mısır

6,7

2

Aspir

22

22

Zeytinyağı

11

20

 

Dane mısırda, fark ödemesi adı altında yapılan destekleme prim ödemelerinin kilogram başına 2 Ykr‘ye indirilmesi, halen 500 bin tona yaklaşan mısır ithalatının yeniden 1 milyon tona çıkmasına neden olabilecek, ortaya çıkacak üretim açığının da ABD ve Arjantin‘den ithal edilecek genetiği Değiştirilmiş mısır ile kapatılmaya çalışılacaktır.

Enflasyon ve girdi fiyatlarındaki artışa karşın, bazı ürünlerde destekleme primlerinin sabit tutulması, bazı destekleme kalemlerindeki önemli azalışlar insaf ve sosyal adalet ile bağdaşmadığı gibi destekleme amacına da hizmet etmemektedir. Desteklemelerdeki azaltmalar öyle anlaşılıyor ki IMF ile anlaşma, borç alma uğruna uyulan dayatmalar sonucu, Hükümet tarafından tarım politikası gereklerinden çok bir maliye, bir bütçe sorunu olarak algılanmaktadır.

Tarımda destekleme miktarlarının yetersizliği yanında, desteklemelerin uygulanış biçimi de, dünyadaki en garip örneklerden birini oluşturmaktadır. Üretim öncesinden ilan edilmesi gereken destekleme miktarları, üretim dönemi sonunda ilan edilmekte, ödemeler de çok geç yapılmaktadır. Örneğin Başbakan " 2007 mazot ve gübre desteği ile hububat ve hayvancılık destekleri kapsamında 1,8 milyar YTL‘nin mart ayında ödeneceği" müjdesini üreticilere vermişti. Mart ayı bitmesine rağmen ortada hala bir ödeme görünmüyor.

Bilimin ve aklın yol göstericiliğinde, üreticiden tüketiciye ayırım yapmadan,  kamu yararını ve toplumsal faydayı ön planda tutan TMMOB Ziraat Mühendisleri odası olarak; öncelikle Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulunun Hükümete sunduğu tarımsal desteklerin enflasyon ve girdi fiyatlarındaki artışlar göz önünde bulundurularak kabul edilebilir oranlarda artırılmasını Hükümetten istiyoruz.

Halen izlenen destekleme politikası ve uygulamalarıyla bir yere varılamayacağı açıktır. Desteklemeler, doğru ve akılcı belirlenmiş hedeflere ulaşmaya hizmet edecek şekilde, ürünler arasındaki pariteyi koruyarak, üretim dönemi öncesinde açıklanıp, zamanında ödenmesi ön koşuluyla, en az orta vadeli olarak, kararlı bir şekilde uygulanacak programlar halinde yeniden biçimlendirilmelidir.

Çukurova bölgesi, tarımsal özelliği gereği desteklere en duyarlı, olumsuz etkileri en ağır yaşayan bölgedir. Bu nedenle tarımla ilgili kesimleri konuya duyarlı olmaya, baskı gurubu oluşturma yolunda odamız çabalarına destek olmaya çağırıyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

Prof Dr. Haydar Şengül

Şube Başkanı

(Yönetim Kurulu adına)

 

Okunma Sayısı: 1807
Fotoğraf Galerisi