TARIM ARAZİLERİ ÖZEL SEKTÖRE KİRALANACAK...

GENEL MERKEZ ( )
18.08.2008 (Son Güncelleme: 01.09.2008 14:41:17)

TBMM Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü arazilerinin özel sektöre kiralama yoluyla kullandırılması konusunda bir yasal düzenlemeyi gündeme getireceklerini söyledi.


ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkanı Metin Kilci‘nin tarım sektörünü özelleştirmek çalışma başlattıklarını açıklamasının ardından, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, "Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) arazilerinin özel sektöre kiralama yoluyla kullandırılması konusunda bir yasal düzenlemeyi gündeme getireceğiz" dedi. Kirişçi, halen Türkiye genelinde TİGEM bünyesinde çok sayıda işletme, büyük ve küçük baş havanların bulunduğu barınaklar ile haraların mevcut olduğunu kaydetti.

Tohumluk üretilmesi

TİGEM‘e bağlı işletmelerin özelleştirmesiyle ilgili ilk çalışmaların 3 yıl önce başladığını hatırlatan Kirişçi, şöyle devam etti: "Bu kapsamda, TİGEM‘in toplam arazilerinin yüzde 1,5-2‘sine denk gelen bir bölüm özel sektöre kiralandı. Ancak, buraları kiralayan özel sektör şirketlerinin, bu alanları değerlendirmeleri ve taahhütlerini yerine getirmeleriyle ilgili bazı eksikliklerin olduğunu gördük.

Bu nedenle, TİGEM‘lerin, özel bir yasayla özel sektöre açılması konusunu gündeme getirmeyi planlıyoruz. "

Ne kadarlık bir arazinin özelleştirme kapsamına alınacağı konusunda henüz bir hesaplama bulunmadığını, bunun ileride yapılacak çalışmalarla netlik kazanacağını ifade eden Kirişçi, "Ancak, örneğin Adana‘da Ceyhan ilçesine bağlı Mercimek beldesinde Çukurova Tarım İşletmesi var. Burasının 41 bin dönüm arazisi mevcut ve bu arazi içinde bitkisel ve hayvansal üretim yapılıyor. Yeni yasal düzenlemeyle, bu gibi arazilerin kiralanması gündeme gelecek" dedi.

Kirişçi, özellikle buğday ve arpa gibi, çiftçinin ihtiyacı olan tohumlukların üretilmesinde kamu kuruluşlarının sorumluluğunun ve görevinin devam etmesinden yana olduklarını belirtti.Kirişçi, özel sektörün, buğday ve arpa gibi tohumlukların üretimine pek ilgi duymadığını, daha çok mısır, pamuk ve ayçiçeği gibi özel ürünlere yönelik çalışmalar yaptığını söyledi.




Araziler yabancıların eline geçecek

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar: "Gerek fiyat gerekse pazarlama konusunda çiftçinin garantörü olan kurumların özelleşmesi, ekonomik örgütlenmesini henüz tamamlamamış olan çiftçimizi özel sektör karşısında güç durumda bırakacaktır. Bilindiği üzere, yabancıların mülk edinimlerini kolaylaştırıcı bir takım yasal düzenlemeler yürürlüğe girmiştir. Bu çerçevede yabancıların arazi satın alma sayılarında artış yaşanmıştır. Satın alınan araziler çoğunlukla taban araziler olmakla birlikte, bu araziler üzerinde sanayi kuruluşlarını inşa edip, amaç dışı kullanımı da beraberinde getirmişlerdir. Belli bölgelerde toprak alacak yabancılar, zamanla çoğunluk sağlayıp etkinlik sağlayabilirler. Ayrıca, ekonomik örgütlenmesini henüz tamamlamamış, son yıllarda artan girdi fiyatları karşısında rekabet şansını yitirmiş çiftçilere ait arazilerin yabancıların eline geçmesi daha kolay olacaktır. Yeterli ekonomik gücü olmayan çiftçilerimizin yabancı sermaye ile rekabet etmesi de mümkün görülmemektedir."

İntiharla eşdeğer uygulama

Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin: "Tarımsal KİT‘lerin özelleştirilmesi intiharla eşdeğerdir. Türkiye giderek daha az üretip, daha çok ithalata yönelen bir ülke konumuna geliyor. Ulusal bir tarım politikası uygulanmalıdır. SEK, Yem Sanayi, TZDK gibi tarımsal KİT‘ler tasfiye edildi, Şeker Fabrikaları, Et Balık Kurumu, TÜGSAŞ ve TEKEL‘in de adım adım bitirildiğine şahit oluyoruz. Üreticilere verilen destekler yetersiz, verilen destekler ise zamanında ödenmiyor. Gıda güvenliği ve yeterliliği olmadan o ülkenin bağımsızlığından söz edemezsiniz."

Türkiye gözden çıkarıldı

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın: "Tarım sektörünün özelleştirilmesi Türkiye‘yi gözden çıkarmak anlamına gelir. Çünkü tarımı yabancıların eline geçen bir Türkiye‘nin yaşama şansı yoktur. 2000 yılında 8 milyon insanımız tarım sektöründe istihdam edilirken, bugün bu rakam 5 milyon 100 bine düştü. Hükümetin izlediği bu politikalar, köylümüzü toprağından etti. İşsizlik, resmi rakamlara göre yüzde 10, gayri resmi rakamlara göre ise yüzde 20‘lerde seyrediyor. Köyünden kopartılan her bir kişi, işsizler ordusuna katılıyor. Bu durum hem ekonomik hem de sosyal kargaşalara neden oluyor. Hükümet, insanların karnını doyuran, özellikle de son gıda kriziyle birlikte önemi artan tarım sektörüyle ilgili yıkıcı değil, destekleyici çalışmalar yapmalıdır. Tarımı özelleştirme çalışmaları, bu ülkeye yapılan en büyük kötülük olur."


Serhat AKKAN / ANKARA

Okunma Sayısı: 534