TÜRKİYE’NİN ŞEKER ÜRETİMİ VE SORUNLARI - KARASABAN

İSTANBUL ŞUBE ( )
10.10.2008 (Son Güncelleme: 13.10.2008 19:26:38)

Dünyada üretilen şekerin %73’ü kamıştan, %27’si pancardan üretilmektedir. Ülkemizin ekolojisi şeker kamışı tarımına uygun değildir. Bu nedenle Türkiye, şekeri pancardan üretme yolunu seçmiştir. Ülkemiz pancar şekeri üreten ülkeler arasında dünyada dördüncü, Avrupa’da ise Almanya ve Fransa’nın ardından üçüncü sırada gelmektedir.

Ahmet ATALIK - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı

Şeker pancarı tarımı ve şeker fabrikaları ülkemize Cumhuriyet'le birlikte girmiştir. İlk şeker fabrikamızın temeli 1925 yılında Uşak'ta atılmasına karşın, ilk şekerimizi 26.11.2006 tarihinde işletmeye açılan Alpullu Şeker Fabrikamız üretmiştir.

Pancardan elde edilen şekerin maliyeti kamıştan elde edilene göre daha yüksektir. Düşük maliyetli kamış şekeri dünya pazarlarında fiyat üstünlüğüne sahiptir. Bu nedenle Türkiye şeker politikalarında kendine yeterliliği esas almıştır. Ancak, şeker üretiminin gereksinimin üzerinde çıkması ve stokların artması önemli bir sorun oluşturmaya başladı. soruna çözüm olarak da 1998 yılında şeker pancarı üretimine kota uygulamasına geçildi.

Bugün kurulu kapasiteleri 3.1 milyon ton olan ve 25 tanesi devletin elinde (Türkşeker) toplam 33 şeker fabrikamız bulunuyor. Bu fabrikalarımıza 2008/2009 yılı için ayrılan pancardan şeker üretim kotası 2,5 milyon ton civarındadır.

Ülkemizde şeker üretim ve arzında istikrarın sağlanabilmesi amacıyla 2001 yılında Şeker Yasası çıkarıldı. Yasaya göre kurulan Şeker Kurumu şirketler bazında şeker kotalarını belirlemektedir. Ülkemizde pancar şekeri üretimi Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ, Adapazarı Şeker Fabrikaları AŞ, Amasya Şeker Fabrikaları AŞ, Kayseri Şeker Fabrikaları AŞ, Konya Şeker Fabrikaları AŞ, Kütahya Şeker Fabrikaları AŞ, MB Şeker ve Nişasta San. AŞ tarafından sağlanmaktadır.

Şeker Kurumu şirketler bazında şeker kotası belirledikten sonra şirketler kendilerine ayrılan kotanın hammaddesini teminen pancar üreticileri ya da üretici temsilcileri ile anlaşma imzalamakta, pancar üretimi de bu taahhütler doğrultusunda gerçekleşmektedir.

Ülkemizde kota uygulamasına geçildiği 1998 yılında 22,3 milyon ton pancar üretiliyordu. Şeker Yasası sonrasında oluşturulan sistemde şirketler 2003 yılında 14,3 milyon ton, 2004'te 14,7 milyon ton, 2005'te 15,2 milyon ton, 2006'da 15,4 milyon ton, 2007'de 16,3 milyon ton, 2008'de 17,7 milyon ton pancar üretimi için çiftçilerle anlaşma imzalamışlardır.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ise ülkemizde 2003 yılında 12,6 milyon ton, 2004'te 13,5 milyon ton, 2005'te 15,2 milyon ton, 2006'da 14,5 milyon ton, 2007'de 12,4 milyon ton şeker pancarı üretimi gerçekleşmiştir. 2008 yılı üretiminin ise 15,2 milyon ton civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Görüldüğü üzere şirketler ile üreticiler arasında yapılan anlaşmalar ve taahhütlerle gerçekleşen üretim miktarları arasında oldukça farklılıklar bulunmaktadır. Şeker pancarı üretimimiz fabrikalarımızın taleplerini karşılamaktan uzaktır.

Şeker Kurumu'nun verilerine göre 2003 yılında 460 bin çiftçi şirketlerle taahhüde girip pancar ekerken, bu sayı 2004'te 391 bin, 2005'te 348 bin, 2006'da 312 bin, 2007'de 247 bin, 2008'de 209 bine gerilemiştir.

Şeker Kurumu pancar eken çiftçi sayısındaki azalmayı yapay olarak nitelendirmekte ve bu azalmayı
• Önceki yıllarda şirketler tarafından yapılan ayni ve nakdi avanslardan yararlanabilmek için üreticilerin aile bireylerinin tamamını ayrı bir üretici gibi göstermeleri,
• Son yıllarda şirketlerin her bir üretici için Ziraat Odalarından alınmış Çiftçilik Belgesini talep etmeleri,
• Yine son yıllarda üreticilere yapılan doğrudan gelir ve mazot desteği ödemelerinde çiftçi kayıt sistemine geçilmiş olması nedeniyle çiftçi olmayanların taahhüde alınmaması olarak tanımlamaktadır.

Konuyu sadece bu nedenlere dayandırırsak son derece eksik bir tanımlama yapmış oluruz. Zira, getirilen kotaların öncelikli amacı zaten şeker pancarı üretimini sınırlamaktı. Kotaların ve özellikle son yıllarda yaşanan kuraklığın dışında izlenen destekleme politikaları da şeker pancarı üretimini ve dolayısıyla üretici sayısını olumsuz yönde etkilemektedir.

Şeker pancarı tarımında en yoğun kullanılan girdiler gübre ve mazottur. DAP gübresinin fiyatı 2007'den bu yana %250, mazotun fiyatı da %80 dolayında artmıştır. Ancak pancar alım fiyatları bu artışlarla orantılı oluşmamıştır.

Son yıllarda birim alandan alınan verim yerine arazi miktarının esas alınarak hayvancılığın desteklenmesi kapsamında verilen yem bitkileri üretim destekleri de şeker pancarı ekim alanlarının yem bitkileri üretimine kaymasına neden olmuştur.

Tarımımızı gerileten politikalarla kuraklığın birleşmesi sonucu pancar üretimimiz son derece düşmüş, şeker fabrikaları şeker üretim kotasını tamamlayamamıştır. Pancar üretimindeki düşme fabrikaların düşük kapasite ile çalışmasına neden olmakta, şekerin üretim maliyeti yükselmektedir.

Şeker pancarı üretimi desteklenmediği taktirde şeker üretimimiz düşecek, şeker fiyatları artacak, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin önü açılacaktır.

Okunma Sayısı: 1616