TARIMSAL ÖĞRETİMİN 166. YILINI KUTLADIK

DENİZLİ ŞUBE ( )
23.01.2012 (Son Güncelleme: 23.01.2012 14:24:32)

 

Tarımsal Öğretimin 166. Yılı dolayısıyla 10 Ocak 2012 tarihinde, Atatürk anıtına  çelenk koyma, saygı duruşu ve basın açıklaması yapıldı. 

Basın açıklaması metni aşağıdadır.

 

                                                                                                                                 10.01.2012

 

10 OCAK 2012 "TARIMSAL ÖĞRETİMİN 166. YILDÖNÜMÜ VE TARIM HAFTASI" BASIN AÇIKLAMASI

 

               Bilindiği üzere,10 Ocak gününü içeren hafta,ülkemizde her yıl "TARIM HAFTASI" olarak kutlana gelmektedir.

             Bu vesileyle tarım sektörünün ülkemiz genelinde ve ilimiz özelinde yaşadığı sorunları masaya yatırmak,sorunların nedenlerini ortaya koymak ve çözüm yollarını tartışmak ve önermek zorundayız.

             Bugün,tarımımızdaki altyapı sorunlarının bir türlü çözülmemiş olması,küçük üreticinin tasfiyesine yönelik yeni üretim ilişkilerinin geliştirilmesi,buna bağlı olarak tarımsal üretimin yeniden şekillendirilmesi,tarım ve gıda alanının iç ve dış sermayenin denetimine ve insafına bırakılması,dış ticaretin serbestleştirme çalışmaları,devletin her türlü destek ve yönlendirme politikalarından giderek uzaklaştırılması tarım ve gıda sektöründe tahribata yol açmakta,ülkemiz bu alanlarda ipotek altına alınmaktadır.

             AB sürecinin zorlanması ile birbiri ardına çıkartılan yasalar ve alt mevzuat düzenlemeleri,genel öncelikleri itibari ile küçük,hatta yer yer orta üreticiliği tasfiye eden yapıları getirmektedir.Bunun sonucunda ülkemiz tarımı,uluslar arası ve ulusal sermayenin ayrı ayrı yada ortaklıklar temelinde,dolaylı ve ve dolaysız yoldan tarıma girmesiyle,tarımda üretim,dolaşım ve tüketim ilişkileri yeniden şekillenmekte,tüm bu süreçlerde üretici kitlesi iyice edilgen hale gelirken,sermayenin egemenliği belirleyici hale gelmektedir.Söz konusu egemenlik zaten tarımsal girdilerde daha önceden kurulmuş bulunmaktadır.

             Artık tarım sektörü,iç v edış sermaye için yeni rant alanı olarak görülmekte,önemli desteklerle bu alana yatırım yapmaktadır.

             1980 24 Ocak‘tan başlayarak ve son 10 yılda iyice hızlanarak TARIMSAL KİT‘ler birer birer özelleştirmiş,çiftçi devlet ilişkisi kopartılmış,gerçek örgütlülükten yoksun çiftçiler,yerli ve yabancı tarım ve  gıda şirketlerine karşı korumasız ve yalnız bırakılmıştır.Üreticinin ürettiği ürünün fiyatını belirleme gücü ve şansı yoktur.Şirketlerin kendi çıkar ve beklentilerine göre üretim ilişkileri gelişmiştir.Bu durum,küçük çiftçilerin hızla üretim süreçlerinden kopmasına yol açmış,köyden vasıfsız kente göç adeta hızlanmış,kentlerin varoşlarını dolduran işsiz,umutsuz,vasıfsız kitleler,adeta şirketlerin ucuz iş gücü yığınlarına dönüşmüştür.

            Tarımdaki temel sorunların çözümünü piyasalara bırakmak,tarımsal yapıda kırdan kente göç şeklinde ortaya çıkan çözülmeyi daha da hızlandıracaktır.Bu da,kırdaki sorunları kentlere taşıyacak ve kentlerde yaşanmakta olan yoksulluk,gecekondulaşma ve kayıt dışı istihdam sorunlarının boyutlarını daha büyütecektir.

           Çözüm;DTÖ ve AB üzerinden gelen dalga karşısında 2000‘li yıllarda hız kazanan teslimiyetçi tarım politikalarının bırakılıp,kendi gereksinmelerimiz ve ülkemizin özgün iklim ve toprak koşullarına göre,bağımsız tarım politikasının kurgulanması ve ivedilikle uygulamaya geçilmesiyle mümkün olacaktır.

            2006‘da yürürlüğe giren Tarım Yasasında öngörülen GSMH‘nın %1 oranındaki destekleme  tutarı 2012 yılı için 14-15 milyar TL olup çiftçinin bir nebze nefes alabilmesi için bu rakamın tarımsal destek anlamında hayata geçirilmesi mutlak 2011 yılında bu miktar ne yazıkki % yarımın bile  altında kalmıştır.Yatırım,üretim,istihdam süreçlerinde "TARIM ÇOK ÖNEMLİ BİR  SEKTÖRDÜR"ve doğası gereği mutlak desteğe ihtiyacı vardır.

            Türkiye ; acilen merkezi planlamacı,kamunun piyasada etkin rol aldığı,yatırımcı,dışa bağımlılığı kıran,özelleştirmeyi red eden,teknoloji kullanan,rekabet gücünü yükselten,doğal kaynakları koruyucu ve geliştirici,gıda güvenliğini sağlamayı temel hedef olarak belirleyen,politikaları uygulamak zorundadır.

          Denizli Kamuoyuna Saygı ile duyurulur.

 

 

                                                                                                 Kadir ÇETİNKOL
                                                                                                TMMOB Ziraat Müh.Odası

                                                                                                 Denizli Şb.Bşk.

Okunma Sayısı: 516