KANAL B YAYINI - ET İTHALATI

GENEL MERKEZ ( )
12.08.2015 (Son Güncelleme: 12.08.2015 11:51:33)

ODA Başkanımız Kanal B`nin canlı yayınına konuk oldu.

 

ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, 12 Ağustos 2015 Çarşamba günü Kanal B‘de Özden Altan‘ın sunduğu "Sormak Gerek" programına katıldı. GÜNGÖR, canlı yayınlanan programda, et fiyatlarının yükselmesi ve ithalat konusundaki Odamız görüşlerini dile getirdi.

GÜNGÖR, özetle şu unsurlara dikkat çekti:

"Türkiye`nin 1980 yılında 44,5 milyon olan nüfusu, bugün 77 milyona ulaşmıştır. Buna karşılık hayvan varlığında ciddi azalışlar meydana gelmiştir.

 

• 1980 yılında 16 milyon olan sığır varlığı, bugün 14 milyondur.

 

• 35 yılda her 10 mandamızdan 9`unu kaybettik. 1980`de 1 milyonu aşan manda varlığımız bugün 115 bine düşmüştür.

 

• 35 yılda her 2 koyunumuzdan 1`ini kaybettik. 1980`de 49 milyon olan koyun varlığı bugün 29 milyondur.

 

• 35 yılda her 2 keçimizden 1`ini kaybettik. 1980`de 19 milyon olan keçi varlığımız bugün 9 milyona düşmüştür.

 

Buradan çıkan sonuç, hayvancılık politikalarındaki yanlışlar besiciliğimizi sorunlu bir hale getirmiş dolayısıyla tüketiciyi proteinsiz bırakmıştır.Türkiye`de kişi başına tüketilen et miktarı yıllık 12 kg.civarındadır. Türkiye`nin 9 milyon ton`luk yem hammaddesinin 4 milyon ton`a yakın bölümünün ithal edildiği ve bunun maliyetleri ne ölçüde artırdığı değerlendirildiğinde, yem hammaddelerine yapılan yatırımın aynı zamanda Türkiye`de süren hayvancılık krizi için de uygun bir yatırım olduğu görülecektir.

 

Mera Varlığımız 50 Yıl Evvelki Düzeyinin Yarısına Geriledi

 

Torba Kanun`a konulan hükümlerle, meralarımız ranta kurban edilmiştir. 1950`li yılların başında 37 milyon 500 bin hektar olan mera varlığımız, yoğun traktörleşmenin yaptığı tahribatla 1960 yılında 29 milyon hektara düşmüştür. Şu anda mevcut olan hükümetin, meraları talan eden uygulamaları sonucu; bugün sadece 14 milyon hektar meramız kalmıştır.

50 yılda mera varlığımızın yarısını kaybetmiş olmamız, hayvancılığımızı da tehdit etmektedir.

Türkiye Son 4 Yılda 3,5 Milyon Baş Canlı Hayvan İthal Etmiştir

Son 4 yılda 1 milyon 260 bin büyükbaş, 2 milyon 185 bin küçükbaş hayvan ithal edilmiştir.

Türkiye`deki hayvan sayısı yurtiçi talebi karşılamıyor. İthalat da iç piyasayı tatmin etmiyor. Bu yüzden de et fiyatları son 6 ayda %30`a yakın arttı. Zamanında ciddi tedbirler almayan GTHB, Kurban Bayramı öncesi Et ve Süt Kurumuna Bakanlar Kurulu Kararı ile karkas et ithalat yetkisi veriyor. Bakan Mehdi Eker daha birkaç gün önce kurbanlık sıkıntısının olmadığını, hayvan ithalatının olması halinde üreticinin zarar göreceğini belirtmişti. Peki şimdi ne değişti de canlı hayvan ve karkas et ithalat izni verildi.

Türkiye son beş yıllık dönemde yaklaşık 2,8 milyar dolarlık canlı hayvan, yaklaşık 900 bin dolarlık et ve et ürünleri olmak üzere toplam 3,7 milyar dolarlık ithalat yapmıştır. Yapılan her ithalat ülke hayvancılığını sıkıntıya sokmuş, sorunlar yaratmış ve dışa bağımlı hale getirmiştir. Hükümetin tek düşüncesi ithalat yapmayı fiyat düşürmenin bir aracı olarak görmesidir. 

Türkiye`de şu anda yaklaşık 2.400.000 adet dana, 29 milyon kadar da küçükbaş hayvan mevcuttur. Yıllık kırmızı et tüketimi 1 milyon tonun üzerindedir. Bunun yaklaşık % 85`i dana,% 15`i küçükbaştan karşılanmaktadır. Yani tüketicimizin küçükbaşa talebi çok düşüktür. Türkiye`nin her ay yaklaşık 40-50 bin besilik hayvana ihtiyacı vardır. Bunu yıl olarak düşündüğümüzde 500-600 bin hayvan demektir. Yani hayvan varlığında çok büyük sıkıntı söz konusudur. Son 10 yılda kurban bayramlarında ortalama 800 bin hayvan kesilmektedir. Yani hayvan ihtiyacımız büyük. Bu duruma yanlış uygulanan politikalarla geldik. Türkiye`de üreticiyi üretimden soğuttuk. Üretim azalınca tarım ürünü ve dolayısıyla hammaddede fiyatları arttı. Hayvancılığa verilen destekler azaldı. Hayvan başı destek ödemesi sistemine geçildi. Çiğ süt fiyatı yarı yarıya düştü. Yem fiyatları fırladı. Üretim sürdürülemez hale gelince 1 milyondan fazla süt ineği kesildi. Sütteki bu sorun çözülemediği için kırmızı ete yansıdı. Kırmızı et fiyatı yükselince hükümet önlem olarak ithalatı gündeme getirdi Önce kasaplık canlı hayvan, sonra besilik hayvan ve en sonunda da karkas et ithalatı başladı. Türkiye kırmızı et ve canlı hayvan ithalatına yaklaşık 5 milyar dolar ödedi. Bu kaynağın yarısı besicilik yapanlara yatırım amaçlı verilseydi bugün Türkiye ithalatçı bir ülke olmazdı. Dolayısıyla fiyatlar da yükselmezdi. 

Hayvancılıkta sorunların çözümü için  öncelikle şirket tarımını öne çıkaran politikalar terk edilerek, mevcut üreticileri daha iyi duruma taşıyacak uygulamalara geçilmeli ve var olan imkânlar ithalat için değil ülkemiz üreticileri için kullanılmalıdır.

Bakanlığın yapması gereken önemli bazı konuların altının çizilmesi gerekir. 

Rasyonel ve ekonomik hayvancılığın tek yolu mühendislik tekniklerinin temel alındığı üretim, yani zooteknist mühendislerin dikkate alınması gerekir.

Türkiye`nin 9 milyon ton`luk yem hammaddesinin 4 milyon ton`a yakın bölümünün ithal edildiği ve bunun maliyetleri ne ölçüde artırdığı değerlendirildiğinde, yem hammaddelerine yapılan yatırımın aynı zamanda Türkiye`de süren hayvancılık krizi için de uygun bir yatırım olduğu görülecektir.

Desteklerin öncelikle üreticiye üretim ve üretime devam konusunda güven verici olması sağlanmalıdır.  Desteklemeler amaca hizmet edecek nitelikte olmalıdır. Destek çeşidini artırmak yerine amaca yönelik az sayıda kalem üzerinden destek verilmeli ama toplam miktar azaltılmamalıdır. Örneğin anaç sığır desteği buzağı vb destekler ile bir araya getirilerek uygulanabilir.

Desteklerin hayvan yerine ürüne, örgütlenmeye ve hayvan sağlığına verilmesi üzerinde durulmalı buna uygun modeller geliştirilmelidir.

Anaç sığır desteği önemli bir destekleme kalemi olup 6 yıldır değişmeyen 225 TL lik miktar yükseltilmelidir.

Süt/ yem, et/ yem pariteleri gibi Süt/ Et paritesi olmalıdır

Buzağı ölüm oranları % 10 civarında olup, 400.000 baş/yıl civarında buzağı kaybı koruyucu önlemler alınarak kontrol altına alınmalıdır. Ancak burada en az buzağı kaybı kadar önemli olan  başta zoonoz hastalıklar olmak üzere hastalıklar nedeniyle, her gruptaki hayvan ve üretim kaybı azaltılmaya  çalışılmalıdır. 

Et ve Süt Kurumu (ESK) piyasa düzenleyici görevini yerine getirecek yönetim anlayışı ve enstrümanlara kavuşturulmalıdır. Et ve canlı sığır ithalatının başlatıcısının bu kurum olduğu bilinmelidir.

Sektörle ilgili Birlikler desteklenmelidir.

Koyun ve keçi varlığı et ihtiyacının karşılanmasında destekleyici politikalar uygulanarak artırılmalı ve ıslah çalışmalarına önem verilmelidir.

Hayvan Kayıt Sistemi‘nde (TÜRK-VET) izlenebilirlik yok sayılır. Saha ile entegrasyon çok zayıftır. Bunların düzeltilmesi gerekir.  

Okunma Sayısı: 937
Fotoğraf Galerisi