BİRGÜN / "ÇİFTÇİYE, ORMAN KÖYLÜSÜNE VE ÜLKE EKONOMİSİNE DARBE İNDİRİLİYOR" / 05 NİSAN 2018

GENEL MERKEZ ( )
06.04.2018 (Son Güncelleme: 06.04.2018 10:00:50)

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, “Şeker fabrikaları özelleştiriliyor. Yeni torba tasarıyla ormanlarımızın, arazilerimizin ve sularımızın özelleştirilmesinin önü açılıyor. Çiftçiye, orman köylüsüne ve ülke ekonomisine darbe indiriliyor” dedi

 

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, Türkiye Ziraatçılar Derneği, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu ile Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası adına ortak açıklamayı okuyan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, “Asıl hedefi yalnız ülkemizin şeker gereksinimini karşılamak değil, tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırmak olan şeker fabrikalarının özelleştirilmek istenmesi, toplumun her kesiminde haklı tepkilere ve endişelere yol açmaktadır” dedi.

Şeker pancarının ülke tarımının gelişmesinin, modern tarım tekniklerinin uygulanmasının, tarım sanayinin ve kırsal kalkınmanın temel direği olduğunu ifade eden Güngör, şunları söyledi:

“Fabrikaların satılması salt ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmemelidir. Aynı zamanda sanayileşme ile kalkınma düşüncesinin terk edilmesi de söz konusudur. Neo liberal politikalara geçiş uğruna terk edilen bu anlayış yerliliktir, milliliktir, bağımsızlıktır. 24 Ocak kararlarının uygulanması için kurgulanmış 12 Eylül Darbesi sonrası planlamadan vazgeçilmiş, tarımda desteklemeler kaldırılmış ve küresel sermaye dayatmaları sonucu özelleştirme adı altında ülke yağma ve talana açılmıştır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aynı zamanda, pancar şekeri ile nişasta bazlı şeker arasındaki tercihi gösteren bir politikanın yansımasıdır. Nişasta bazlı şekerin sağlığımıza olan zararları yapılan her yeni bilimsel çalışmayla artarak ortaya çıkmaktadır. Nişasta bazlı şekerin üretimine ve ithalatına ilişkin etkin kontroller söz konusu değilken, bir anlam ifade etmeyecek kota azaltmalarının, kamuoyunu yatıştırmaya yönelik göstermelik bir hamle olması dışında bir anlamı bulunmamaktadır.”

"Üretime büyük darbe"

Genel Kurula sunulan yeni bir torba tasarının sularımıza, arazilerimize ve ormanlarımıza yönelik yeni tehditlerle ortaya çıktığını söyleyen Güngör, 
“Torba tasarıyla bir veya birden çok havzadaki su varlıklarının gerçek ve tüzel kişilere su kullanım izni verilerek tahsis edilmesi yoluyla özelleştirilmesinin önü açılmak istenmektedir. Daha önce mikro HES uygulamaları ile doğanın kılcal damarları olan derelerimizin, çaylarımızın su kullanım hakları özel sektöre verilmiş, kadimden beri kırsaldaki insanımızın tasarrufunda olan sular, yöre halkından ve ekosistemdeki canlılardan kaçırılmıştı. Torba tasarıyla canlıların en temel hakkı olan suyun metalaştırılması yönünde yeni bir adım daha atılmaktadır. Yani Tasarı açık bir biçimde, ‘gökten yağan yağmurun birikmesi, düşen karın erimesiyle oluşan suları, şirketler çiftçiye para karşılığı satacak’ diyor. Halkın ortak varlığı olan su varlıklarımız sermayeye peşkeş çekilemez. Suyun metalaştırılıp, çiftçiye fahiş fiyatla sulama suyu satılması tarıma ve üretime vurulmuş büyük bir darbedir. Hazırlanan tasarıyla sulama birlikleri ve sulama kooperatiflerinin önce DSİ’ye sonra yerel yönetimlere ve özel sektöre devrinin önü açılmak istenmektedir” diye konuştu.

`En büyük zararı yoksul halka`

Tasarıda endişe uyandıran bir konunun da zorunlu arazi toplulaştırması olduğuna vurgu yapan Güngör, şunları belirtti:

“Tasarıya göre Bakanlar Kurulu’nun arazi toplulaştırmaya ilişkin kararı ‘kamu yararı’ statüsünde kabul edileceği için, zorunlu kamulaştırmanın yolu açılacak, Anayasa ile güvence altına alınmış olan mülkiyetin korunması ilkesi yok edilecektir. Ayrıca orman alanları için de son derece zararlı olabilecek kullanım biçimlerine tahsisin önü açılmakta, ormanların altına bedeli karşılığında yirmidokuz yıllığına her türlü depolama yapılması ile imkânı getirilmektedir. ‘Yeraltı depolamasına’ izin verilmesi, orman ekosistemlerinin, başta nükleer santraller olmak üzere çeşitli tehlikeli atıklar için depolama alanlarına dönüştürülmesi olasılığını akla getirmektedir. Ormanlara yapılan müdahale altı ile sınırlı kalmamakta, dikili ağaçların satışına imkân verilmek suretiyle, üstü de bu saldırılardan nasibini almaktadır.

 

Okunma Sayısı: 348
Bağlantılar

https://www.birgun.net/haber-detay/ciftciye-orman-koylusune-ve-ulke-ekonomisine-darbe-indiriliyor-210896.html