TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN, TOPRAK KORUMA PROJESİ EĞİTİMİ VERMESİNE KARŞI AÇTIĞIMIZ İPTAL DAVASINA YÖNELİK YANITI

GENEL MERKEZ ( )
15.01.2007 (Son Güncelleme: 12.07.2008 11:37:31)

T.C.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI
Hukuk Müşavirliği

 

SAYI : İD.2006.1043 / 10311

09.11.2006

KONU : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası


DANIŞTAY 8. DAİRE BAŞKANLIĞINA

Esas No: 2006/4114


CEVAP VEREN (DAVALI) : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı- ANKARA

KARŞI TARAF (DAVACI) : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

VEKİLİ: Av. Zühal DÖNMEZ

Bestekar Sokak No:49/5 Kavaklıdere / ANKARA

DAVA KONUSU : Toprak Koruma Projelerinin hazırlanmasına yönelik olarak Bakanlığımız tarafından eğitim verilmesi işleminin, iptali ve yürütmenin durdurulması talebidir.

TEBLİĞ TARİHİ : 11.10.2006

CEVAPLARIMIZ : Davacı vekili tarafından, Toprak Koruma Projelerinin hazırlanmasına yönelik olarak eğitim verilmesine ilişkin Bakanlığımız işleminin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmekte ise de, aşağıda açıklayacağımız nedenlerden dolayı bu taleplerinin reddedilmesi gerekecektir. Şöyle ki;

441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname‘nin "Görev" başlıklı 2 inci maddesinin ( b) bendinde "Kalkınmanın gereklerine ve gelişen taleplere uygun olarak üretim, tüketim ve girdi ihtiyaçtan ile toprak, su, bitki, hayvan varlığı ve benzeri tabii kaynakların korunması ve geliştirilmesi için araştırma, inceleme, plan, program ve projeler yapmak ve yaptırmak," Bakanlığımıza görev olarak verilmiştir. Ayrıca Yasalarımız ülkemizin topraklarının korunmasında birinci derece Bakanlığımızı sorumlu kılmaktadır. Bu sorumluluğun bilinci ile Bakanlığımız tarafından hazırlanan, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu 19 Temmuz 2005 tarih ve 25880 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu kanuna bağlı olarak hazırlanan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Uygulama Yönetmeliği de 15 Aralık 2005 tarih ve 26024 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu Kanun ve Yönetmeliği hazırlayan ve uygulayan, bu kapsamda nasıl bir projeye ihtiyaç olduğunu belirleyen ve hazırlanan projeleri inceleyen Bakanlığımızın, gerekli kriterleri ortaya koyarak tarımsal üretimin en önemli kaynaklarından biri olan toprağın korunması konusunda uzman yetiştirmesi hususunda yetkili olduğu hususunda bir tereddüt söz konusu olamaz.

Kaldı ki davacı Oda Başkanlığı tarafından bu eğitim bir defa yapılmış ve 45 ziraat mühendisine sertifika verilmiştir. Ülkemizin dört bir yanında yatırımlar hızla devam etmekte iken davacı Oda Başkanlığı tarafından eğitim verilen 45 kişi ile ülkenin tamamının toprak koruma projesi hazırlama talebinin karşılanması mümkün olmayacağı gerçeğinden hareketle hem yatırımların önünün tıkanmaması için bu açığın kapatılması, hem de meslek mensupları arasında haksız rekabetin önlenmesi amacıyla görülen ihtiyaç üzerine Bakanlığımız bu eğitimleri düzenlemiştir.

Davacı Oda Başkanlığı tarafından her zaman bu eğitim verilebilir, bu hususta Bakanlığımız tarafından düzenlenen eğitimlerin engel olarak gösterilmesi doğru değildir. Kaldı ki bu eğitimlerin verilmesinde davacı Oda Başkanlığının tek yetkili olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bakanlığımız bu konuda daha önce destek sağladığı gibi bundan sonra da işbirliğine açıktır.

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve bu Kanuna bağlı olarak Yönetmeliği hazırlayan ve bu mevzuatlarda yer alan toprak koruma projesini hazırlayanların bir uzman olmasını isteyen Bakanlığımızın, bu uzmanlığın şartlarını belirlemesi ve şartlar çerçevesinde uzman yetiştirmesinin doğru bir yaklaşım olduğu kanaatindeyiz.

24.01.1992 gün ve 21121 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan "Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzüğün 18 ve 19 uncu maddeleri, hangi işin hangi bölümden mezun ziraat mühendisi tarafından yapılabileceğini düzenlemektedir, eğitim verme konusunda davacının yetkili olduğuna dair bir düzenleme içermemektedir. Kaldı ki, Ziraat Fakültelerinde Bölümler sürekli olarak değişmektedir. Dolayısıyla bahse konu tüzükte sayılan bölümler değişik dönemlerde olmayabilmektedir.

Davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere odanın yetkisi serbest ziraat mühendisi belgesi verilmesi, yenilenmesi ve iptali, büro tescil belgesi verilmesi gibi konuları kapsamakta olup; Bakanlığımızın bu konulara bir müdahalesi söz konusu değildir.

Bakanlığımızca sadece toprak koruma projesi hazırlanması konusunda eğitim verilmekte olup, işyeri açma izni veya serbest çalışma izni verilmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla serbest çalışabilmesi için TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası‘na üye olma zorunluluğuna bir müdahale de bulunulmamaktadır. Ayrıca, Bakanlığımız TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasının eğitim düzenlemesini engelleyici bir çalışma yapmadığı gibi Oda tarafından yapılan bu eğitime de Bakanlığımız tarafından destek sağlanmıştır. Ayrıca, bundan sonra yapılacak çalışmalara da her türlü desteğin verileceği Oda Başkanlığına yazılı olarak bildirilmiştir. Hatta aynı yazıda meslek örgütümüz olan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası ile yakın diyaloga ve işbirliğine her zaman açık olunduğu ve Oda Başkanlığı tarafından da uygun görülmesi halinde Eylül ayının ilk haftasında toplantı düzenlenmesinin uygun görüldüğü kendilerine bildirilmiştir.

Davacı Oda Başkanlığı, Bakanlığımızın bu çağrısına cevap vermek yerine dava açma yoluna gitmiştir.

Sonuç olarak Bakanlığımız ülkemiz toprak varlığının korunmasında birinci derecede sorumlu ve yetkili olup; ülkemiz genelinde toprak koruma projeleri kapsamında görev alabilecek uzman sayısının azlığı ve bu husustaki ihtiyacın karşılanabilmesi amacıyla bu eğitimleri yapmak gereğini görmüş ve yukarıda arz edilen sair nedenler ve Bakanlığımızın kuruluşuna dair KHK ile kendisine verilen görevleri daha verimli bir biçimde yürütebilmek için kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde bu eğitimleri yapmıştır. Bu eğitimler neticesinde yetiştirilen uzmanlar ülkemizdeki açığın bir nebze olsun giderilmesine önemli katkılarda bulunacak olup halen daha bu yönde ihtiyaç bulunduğu açıktır. Dolayısıyla hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edilen Bakanlığımız işleminin iptal edilmesini gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.

Hukuka uygun olan işlem nedeniyle telafisi güç veya imkansız bir zararın oluşması da söz konusu değildir. Bu nedenle 2577 sayılı İ.Y.U.K.‘nun 27/2 maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından davacı tarafın yürütmeyi durdurma talebinin de reddedilmesi gerekmektedir.

NETİCE VE TALEP: Yukarıda arz edilen ve re‘sen nazara alınacak sair nedenlerle öncelikle koşulları oluşmayan yürütmeyi durdurma talebinin reddi ile akabinde hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz. ve talep ederim.

 

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI ADINA

Ahmet Beytullah ATABAY
Hukuk Müşaviri

Okunma Sayısı: 908