2 EYLÜLGAZETESİ: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI’NDAN KURAKLIK UYARISI: “ESKİŞEHİR EN RİSKLİ BÖLGEDE”- 18 TEMMUZ 2025

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, Türkiye’yi ve Eskişehir’i derinden etkileyen kuraklıkla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Güder, kuraklığın çok sinsice ilerleyen ama etkisi büyük olan bir afet olduğunu vurgulayarak Eskişehir’in ciddi bir risk altında olduğunu söyledi.
BARAJLAR ALARM VERİYOR
Eskişehir özelinde değerlendirmelerde bulunan Güder, tarımsal sulamada ciddi sorunlar yaşandığını belirterek Eskişehir özelinde baktığımızda, tarımsal sulama anlamında şu anda sıkıntılı bir dönem yaşanıyor. Hepimizin bildiği gibi, barajlarımız hem sulama hem de içme suyu ihtiyacımızı karşılıyor. Porsuk Barajı'nın doluluk oranı yüzde 38. Yaklaşık 3-4 ay önce bu oran yüzde 42’lerdeydi. Şu anda yüzde 38'e düştü. Çiftelere baktığımızda kota seviyeleri yüzde onlarda. Onun altına düşerse çiftçilerimiz çok büyük sıkıntılar yaşayacak. Bunun dışında, biliyoruz ki Keskin Barajı bölümünde su yok. Dodurga aynı durumda. Dün görüştüğüm İnönü’deki çiftçilerimiz, bizim ekim rotasyonuna davet edilmiş. Bu ne demek? Yani bir bölgede sürekli buğday ya da şeker pancarı ekiyorsam, kuraklık ve su yetersizliği nedeniyle bunu değiştirmek zorundayım. Şehrimizdeki barajlarımız dolu değil. Yağış açısından da Eskişehir çok düşük yağış alıyor. Hepimiz çok kurak bir kış geçirdik. Kar yağışı olmadı. Yüzey yağışlarına ve yer altı su seviyelerine baktığımızda, yer altı suyu 250-300 metrelere kadar indi. Örneğin, Çifteler’de dün bir çiftçiyle konuştum. "Eskiden 100 metrede su çıkardı," dedi. Şimdi çok daha derinlere inmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
ESKİŞEHİR HARİTADA KIRMIZI BÖLGEDE
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, Eskişehir’in yer aldığı Sakarya Havzası'nın Türkiye'deki 25 havza içinde en riskli bölgeler arasında olduğunu söyleyen Güder, “Elimde Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınmış 3 aylık ve 6 aylık iki değerlendirme var. 3 aylık değerlendirmeye baktığımızda, Eskişehir’in bulunduğu Sakarya Havzası, Türkiye’deki 25 büyük havzadan biri ve riskli havzalar arasında yer alıyor. Haritada kahverengi ve kırmızı renkler var. Kırmızı renk "şiddetli kuraklık" anlamına geliyor. Eskişehir kırmızı bölgede yer alıyor. Açık kahverengi olan yerler ise "orta kuraklık" olarak sınıflandırılmış. 6 aylık değerlendirmeye baktığımızda, Türkiye genelinde yalnızca Batı Karadeniz’den başlayan bazı bölgelerde normal yağış düzeyi görülüyor. Eskişehir’e baktığımızda yine şiddetli kuraklık içinde yer aldığını görüyoruz. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Eğitimde, çiftçide, toplumun her kesiminde şu bilinç olmalı: Suyumuzu en uygun şekilde kullanmalıyız. Sulama Birliği maalesef ki 18 Ağustos’ta, yani yaklaşık bir ay sonra sulamayı kapatacak. Çiftçilere su veremeyecek duruma geleceğiz. Şu anda sulama birliği her 15 günde bir kendi kapsamı içindeki çiftçilere su veriyor. Ancak su yok. Üretim çok değişmiş durumda. Farklı bölgelerde farklı ekimler yapılıyor ama ne yazık ki bizde geniş bir ürün deseni yok. Tarım politikamızın suya göre şekillenmesi gerekiyor. Yer altı kuyularını kontrolsüz açmamamız gerekiyor. Ancak maalesef çiftçi bu konuda çaresiz. Örneğin, Pancar Sulama Birliği suyu yetersiz verdiği için çiftçi yer altı su kuyusu açmayı planlıyor. Ama sonra ne olacak? Yer altı suyu da bitecek. Pancar gibi bazı bitkiler çok su tüketiyor. Bu nedenle daha az su isteyen bitkilere yönelmemiz gerekiyor. Bu da ancak eğitimle sağlanabilir” ifadelerini kullandı.
SUSUZLUK KAPIMIZDA
Tarımda suyun verimli kullanılması gerektiğini vurgulayan Güder, “Sakarya Havzası büyük bir havza. Şehrimizden geçen Sakarya Nehri, Türkiye'nin en uzun üçüncü nehri. 824 kilometre uzunluğunda. Ancak artık bu kaynakların sınırlı olduğunu anlamamız gerekiyor. Çünkü kuraklık; BM’ye göre de, bilimsel verilere göre de, Türkiye’nin risk altında olan ülkelerin başında geldiğini gösteriyor. Bugünü iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Çiftçilerin, ekim nöbetine uygun, ürüne uygun, su tüketimine uygun bir ekim biçimi benimsemeleri gerekiyor. Bizler, Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi olarak ve Türkiye genelindeki tüm ziraat mühendisleri olarak diyoruz ki: Bir bitkinin ne kadar suya ihtiyacı olduğu, hangi dönemde nasıl sulanması gerektiği bellidir. Bu anlamda ziraat mühendislerine danışılması önemlidir. Elbette çiftçimizin ata bilgisini yok saymıyoruz. Ama bilimsel destekle, doğru bilgiyle, birlikte hareket ederek bu süreci yönetmemiz gerekir. Aksi halde susuzluk kapımızda. Türkiye’de şu anda kullanılan suyun yüzde 74-76’sı tarımda kullanılıyor. Ancak su, sanayide de kullanılmak zorunda. Ve biz bu suya erişimde ciddi sıkıntılar yaşayacağız" diye konuştu.
Muhabir: ESRA KAHYA
Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYIN