ANAYURT GAZETESİ: TÜRKİYE TARIMINI SARSAN ZİRAİ DON: ÇİFTÇİ DESTEK BEKLİYOR - 19 NİSAN 2025

ANAYURT GAZETESİ: TÜRKİYE TARIMINI SARSAN ZİRAİ DON: ÇİFTÇİ DESTEK BEKLİYOR - 19 NİSAN 2025
MERKEZ
19.04.2025

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, zirai donun tarıma verdiği ağır zararın ardından üreticilerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Çiftçiler ise borç yükü, yüksek maliyetler ve iklim krizinin etkileriyle mücadele ederken çözüm bekliyor. Acil önlemler alınmazsa gıda arzı ve ekonomik sürdürülebilirlik ciddi bir risk altında.

 

Türkiye, 10-12 Nisan tarihlerinde tarıma büyük darbe vuran zirai don felaketiyle karşılaştı. 36 ilde etkili olan ve sıcaklıkların -8°C ile -15°C’ye kadar düştüğü bu kuvvetli don, çiçeklenme dönemindeki meyve bahçeleri ve tarla ürünlerinde ağır tahribata yol açtı. Fındık, kayısı, üzüm ve şeker pancarı gibi pek çok tarım ürünü, bu doğa olayının etkisiyle ciddi zarar gördü. Ancak çiftçilerin karşılaştığı zorluklar bununla sınırlı değil; önümüzdeki aylarda dolu, sel ve kuraklık gibi afetler de tarımı ve gıda arzını tehdit ediyor. 

ZMO BAŞKANI SUİÇMEZ: "ÜRETİCİYİ KORUMAZSAK GIDA KRİZİ DERİNLEŞİR"

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, zirai don felaketinin tarıma etkilerini ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi. Suiçmez, "Zirai don, tarım üretiminde ciddi kayıplara neden oluyor. Buna karşın üreticiler, yüksek girdi maliyetleri, düşük alım fiyatları ve artan borç yükleri altında eziliyor. Tarımın sürdürülebilirliği ciddi şekilde tehlikede. Eğer üreticiyi korumazsak hem üretim kayıpları hem de gıda enflasyonu daha da artacak" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.

Suiçmez, mevcut durumda TARSİM tarım sigortasının yeterli koruma sağlamadığını ve üreticilerin büyük bir kısmının zararlarını karşılayamadığını belirtti. Ayrıca geniş alanlarda hasara yol açan bu felaketin etkilerinin giderilmesi için afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini söyledi. "Afet bölgesi ilan edilmedikçe TARSİM veya ÇKS’ye kayıtlı olmayan çiftçiler destekten mahrum kalıyor" diyen Suiçmez, ekonomik gerekçelerle bu adımın atılmadığını ifade etti.

Devletin çiftçilere yönelik acil bir çözüm paketi oluşturması gerektiğini savunan Suiçmez, "Çiftçi kredilerinin yapılandırılması, faizlerin silinmesi ve alım fiyatlarının çiftçi lehine düzenlenmesi gerekiyor. Ayrıca TARSİM’in hasar tespit süreçlerinin daha adil ve gerçekçi yapılması şart. Çiftçinin zararı karşılanmazsa, üretimde uzun vadeli bir çöküş kaçınılmaz olacak" dedi.

ÇİFTÇİNİN SESİ: "DOĞAYA KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ"

Sivas Divriği’de tarım ve hayvancılıkla uğraşan Uğur Atmaca ise bu zorlu süreci şu sözlerle anlattı: "Don olayı, bir çiftçinin hayatında en büyük krizlerden biridir. Çiçeklenme dönemindeki mahsullerimizi ve hayvanlarımızın yem bitkilerini mahvetti. Şimdi tarlalarımız boş, otlaklarımız kurumuş durumda. Hayvanlarımızı beslemek için dışarıdan yem almak zorundayız ama yükselen yem fiyatları belimizi büküyor."

Atmaca, zirai donun yalnızca yem maliyetlerini artırmadığını, aynı zamanda hayvanların sağlık durumunu da riske attığını belirtti. Otlakların zarar görmesi nedeniyle hayvanların bağışıklıklarının zayıfladığını ifade ederek, "Hayvanlarımızın hastalanması hem üretimimizi olumsuz etkiliyor hem de masraflarımızı artırıyor. Bu sadece bizi değil, tüm hayvancılık sektörünü etkileyen zincirleme bir sorun" dedi.

Tarım ürünlerinde de verim kaybı yaşandığını belirten Atmaca, "Sebze ve tahıl üretimi zaten zorlu bir süreç. Şimdi bu tür doğal afetlerin etkisiyle mahsullerimiz neredeyse yok oldu. Toprağa onca emek veriyoruz ama karşılığını almak neden bu kadar zor? Devletin destek paketleri, bizim gibi çiftçiler için hayati öneme sahip" ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE GELECEK ENDİŞESİ

Suiçmez ve Atmaca’nın ortak görüşü, devletin tarım ve hayvancılığı desteklemek adına acil adımlar atması gerektiği yönünde. Tarımsal desteklerin artırılması, sigorta sistemlerinin güçlendirilmesi ve çiftçilerin modern tarım yöntemlerine yönelik eğitim almasının şart olduğunu vurguladılar. Özellikle dolu, sel ve kuraklık gibi diğer iklim afetleri göz önüne alındığında, erken uyarı sistemlerinin kurulması gerektiğine işaret ettiler.

Atmaca ise, tarımın sadece ekonomik değil, aynı zamanda manevi bir değer taşıdığını belirterek, "Bu topraklar sadece geçim kaynağımız değil, aynı zamanda yaşam biçimimiz. Bize moral verecek desteklere ve geleceğe umutla bakabilmek için bilgiye ihtiyacımız var. Bu zorlukların üstesinden geleceğimize inanıyorum ama bunu yalnız başımıza yapamayız" dedi.

SONUÇ: GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN ACİL ÖNLEMLER

Don felaketiyle derinden sarsılan tarım sektörü, çözüm bekliyor. Tarım politikalarının üretici lehine yeniden yapılandırılması, çiftçilerin borçlarının yapılandırılması ve zararlarının hızlıca karşılanması gerektiği açıkça görülüyor. Uzmanlar, doğru adımlar atılmazsa üretimde ciddi bir gerilemenin ve gıda krizinin kapıda olduğuna dikkat çekiyor. İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele eden çiftçilerin, bu yükü kaldırabilmesi için topyekûn bir destek şart.

Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 51
Fotoğraf Galerisi