ATAKUM TARIM ŞENLİĞİ

Atakum Belediyesi, Kent Konseyi ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası samsun Şubesi işbirliği ile düzenlenen Atakum Tarım Şenliği 11-12 Ekim 2025 tarihlerinde Çakırlar Korusu’ nda düzenlendi.
Gönüllü katkılarla organize edilen şenlikte; Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel,TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Havva Yurdunuseven Bayzat, 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Muharrem Özcan ve 19 Mayıs Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Çetin Kurnaz konuşma yaptı.
Şube Başkanımız Havva Yurdunuseven Bayzat yaptığı konuşmada; Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla, dostlukla selamlıyorum.
15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü ve 16 Ekim Dünya Gıda Günü olması nedeniyle Atakum Belediyesi, Atakum Kent Konseyi ve Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesinin birlikte düzenlediği Tarım Şenliğine hepiniz hoş geldiniz , onur verdiniz.
Ziraat Mühendisleri Odası’ nın görevleri, meslek ile ilgili her türlü hukuki, idari ve teknolojik düzenlemeleri oluşturmak, incelemek, bunlarla ilgili görüş ve önerilerini resmi ve özel kuruluşlara bildirmenin yanında, ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak olarak özetlenebilir.
Samsun İli, Çarşamba, Bafra, Vezirkörü ve Ladik olmak üzere dört büyük ovaya sahip bir şehir olarak tarımsal üretimde ve tüketimde önemli bir yere sahiptir.
Bu nedenle Karadeniz'de Tarımın kalbinin attığı ilde Tarım Şenliğinin ilkini gerçekleştirmiş oluyoruz.
İnsan hayatı için en stratejik ihtiyaç olan güvenli gıdaya erişimde derhal "Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları" geliştirilmelidir.
Burada bulunan tüm tarım paydaşlarımıza, katılımcı dostlarımıza ayrıca teşekkür ediyor Samsun özelinde ülke tarımının sorunlarına birlikte çözüm bulabileceğimizi düşünüyorum.
En önemli sorunların başında tarım sektöründeki kadınlarımız emeğinin karşılığının olmaması gelmektedir.
Tarımda kadın istihdamı her geçen gün azalmakta, kadın çiftçilerin büyük çoğunluğu güvencesiz ortamlarda çalışmaya devam etmektedir.
Ülkemizde tarımda istihdam edilen kadınlarımızın %78'i sosyal güvenliği olmadan ücretsiz aile iş gücü olarak tarlada bağda bahçede çalışmaktadır.
Tarımın sürekliliği gelecek nesillerin sağlıklı gelişimi için kırsal alanlarda gücünü, emeğini toprağın bereketi ile buluşturan üreten kadın çiftçilerimizin yaşam şartları mutlaka iyileştirilmelidir.
Unutmayalım ki; her alanda olduğu gibi tarım alanında da en önemli mihenk taşı çiftçi kadınlarımızdır.
Özellikle kadın çiftçilerin tarımsal üretimin içinde tutulması önemlidir.
Sürdürülebilir aile çiftçiliği ve bunun temel direği olan kadın çiftçiler özendirilmeli ve teşvik edilmelidir.
Kadın Kooperatiflerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi çok önemlidir.
Son çıkan maden yasası ile zeytinliklerimizi, meralarımızı, ormanlarımızı kaybedeceğiz ve Samsun da bu olumsuzluklardan oldukça zarar görecektir.
Samsun da kirli sanayi yerine tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi öncelikli olmalıdır.
Su ve toprak gibi hayati öneme sahip doğal kaynakların korunması için gerekli önlemler alınarak sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.
Devletin, Buğday ayçiçeği ve pirinç gibi ürünlerin hasat zamanında sıfır gümrükle ürün ithalatını durdurarak, başka ülkelerin üreticilerini desteklemek yerine, kendi tarım üreticilerini doğru yöntemlerle desteklemesi gereklidir.
Tarım ürünlerindeki girdi maliyetlerinin, gelirin üzerinde olması çiftçiyi üretimden uzaklaştırmaktadır. Bu nedenle, Tohumlara bedelsiz erişim garantisi sağlanmalı, yerel üretim ve temel gıdalara öncelik verilmeli, yüksek tarımsal girdiler konusu süspanse edilmelidir.
Ülkemizin baş belası olan kahverengi kokarca, Odamızın tüm uyarılarına rağmen gerekli önlemler alınmadığı için 2017 yılında ülkemize giriş yapmış ve öncelikle Karadeniz Bölgesinde fındık başta olmak üzere çok sayıda üründe büyük zarar vermiş ve zarar vermeye devam etmektedir.
Bu yıl da Tarım Bakanlığının ve dolayısıyla Tarım İl Müdürlüklerinin mücadelesi maalesef yeterli olmadığından Kokarcalar hızlı bir şekilde yumurta bırakmak için evlere ve diğer kışlaklara akın etmiştir.
Eğer gerekli önlem alınmazsa şehirleri de istila edeceği kaçınılmazdır.
Bu gidişle çiftçi üretemeyecek tüketici ise gıdaya ulaşımda zorlanacaktır.
Doğanın sürdürülebilir olması, sağlıklı nesiller yetişebilmesi, daha iyi ve yaşanılır bir Türkiye için toprağımıza suyumuza ve havamıza sahip çıkmalıyız
Biz sanayinin gelişmesine karşı değiliz ancak Üstüne basarak tekrar söylemek istiyorum Samsun bir tarım şehridir artık kirli sanayi değil Tarıma dayalı sanayi istiyoruz
Yapılan araştırmalara göre;
Ülkemizde tarımsal üretim sektörü; ulusal gelire %6,5, istihdama %19,5 katkı sağlayan, kırsal alanın hemen tek ekonomik getiri kaynağı olan vazgeçilmez bir sektördür.
Artık sadece üretmek değil, gelişen teknoloji ile birlikte toplumsal beklenti ve ihtiyaçlara uygun şekilde, sağlıklı ve kaliteli bir üretim yapılması da gerekmektedir.
Böylesi bir üretimi kontrollü ve izlenebilir bir üretim sistemi ile gerçekleştirebiliriz.
Özellikle tarımsal anlamda dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması, açlık ve yoksulluğun önüne geçilmesinde en önemli unsurlardan biridir.
Tarımsal üretimin yegane araçları toprak, su ve soluduğumuz havadır.
Daha iyi ve yaşanılır bir Türkiye için toprağımıza suyumuza ve havamıza sahip çıkalım.
Açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, sağlıklı, savaşsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum .
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanımız Baki Remzi Suiçmez konuşmasında; Türkiye’ de tarım topraklarının rant uğruna yok edildiğini belirterek; Üretim olmadan tüketim olmaz. Üretimin kaynağı topraktır. Toprak yoksa ne zeytinlik kalır, ne mera ifadelerini kullandı. Zeytin alanlarının madenciliğe açılmasına izin veren yasanın Anayasa ve tarım yasalarına aykırı olduğunu anlatarak; Bu yasa orman ve zeytinlikleri şirketlerin hizmetine sunuyor. Umuyoruz ki Anayasa Mahkemesi doğayı koruyan bir karar verir dedi.
Kahverengi Kokarca zararlısına ilişkin değerlendirmede bulunan ODA Başkanımız ; biyolojik mücadeleye dikkat çekti. Bütün zararlılarla bilimsel yöntemlerle mücadele edilmelidir. Çocukları böcek toplamaya teşvik etmek pedagojik ve bilimsel olarak doğru değildir diye konuştu.
“Toprağımıza, suyumuza ve havamıza sahip çıkarak üretimi desteklemeye devam edeceğiz “diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Atakum Tarım Şenliği katılımcıların yerel ürün tanıtımları, atölyeler ve dayanışma etkinlikleriyle iki gün boyunca devam etti.