BÖLGE HABER: ÜRETİCİNİN EMEĞİ, ALIN TERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ. - 30.07.2025

TRABZON
08.08.2025

Fındık bahçelerinde çalışacak genç bulmak zorlaştı. Tarım politikaları, gençleri ve kadınları üretimde tutacak şekilde şekillenmeli. Üreticinin emeği, alın teri göz ardı edilmemeli. Fındıkta sürdürülebilir üretim, doğru planlama ve adil fiyat politikalarıyla mümkündür. Fındıkta sürdürülebilir üretim, doğru planlama ve adil fiyat politikalarıyla mümkündür. Üretici güçlü olursa Türkiye güçlü olur. Fındık piyasasına yön verenlere soruyoruz; üretici siz olsaydınız bin bir emekle topladığınız fındığınız fiyatını belirlemede aynı yöntem ve stratejileri mi uygulardınız?...

 


ÜRETİCİNİN EMEĞİ, ALIN TERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ.

Bu yılki fındık sezonu önceki yıllara göre iklimsel etkilerden doğrudan etkilendi. Yazılı ve görsel basında telaffuz edilen 420 bin ton 520 bin ton ve 620 bin tonluk rekolte açıklamaları bir biri ile çelişmektedir. Kurumların açıklamış olduğu rakamlar arasındaki aşırı farklılık nereden kaynaklanıyor?  Açıklanan bu rakamların içerisinde ilkbahar meydana gelen don, son dönemdeki kuraklık, külleme ve kahverengi kokarca zararlısından kaynaklı verim kaybı hesaba katılmışmıdır? Açıklanan rakamlarda bazı bölgelerde yüzde 40’a varan ürün kayıpları göz ardı edilmiştir. Gerçek rekolte masa başı oyunları ile değil, sahada gerçekçi yaklaşımlarla görmek tespit etmek gerekir.

Her sezon olduğu gibi 2024 yılında da fındık rekoltesi 717 bin ton ile 737 ton arasında gidip geldi. Senaryo başarılı oldu fındık fiyatı 130 tl olarak açıklandı fakat yıl içerisinde fiyat 220 tl yükseldi. Rekolte gerçekçi çalışmalarla belirlenmelidir. Görünen o ki bir yerlerde hata yada daha fazla kazanma hırsıyla rakamlarla oynanıyor. Gerçek rekolte ortaya koyulmadığından üretici kaybetti, konforlu mekanlarda oturanların kazanması için her türlü yol mubah sayıldı.

Yağmurda çamurda, güneşte aç susuz fındık dallarına asılı kalan
dolayısıyla bin bir cefayı kim çekiyor? Üretici alın derinin karşılığı alamıyor, hakkı gasp ediliyor. Tek taraflı kazan kazan olursa bu sürdürülebilir bir üretim modeli olamaz. Üretici kazanç sağlayamazsa üretimi bırakır, ihracatçı da satacak fındık bulamaz herkes kaybeder. Realist olalım. Parayla değil sayılarla bizlerle oynamayın. İhracatçının cebine daha fazla para girecek diye bizim için kahverengi elmas niteliğindeki bir ürünün alımı yapılırken üretici mağdur edilmemelidir.

 Saha çalışmalarında tespit etmiş olduğumuz ilkbahar meydana gelen don, son dönemdeki kuraklık, külleme ve kahverengi kokarca 2025 ürünü fındık yıl içerisinde daha yüksek rakamları görecektir. Fındık maliyetini, dolayısıyla açıklanacak fiyatı manipüle etmek için ana girdi maliyeti olan işçilik ücreti 1.200 TL açıklanması hiçte inandırıcı değil. Halk bu fiyatı belirleyenlerden iş gücü talep etmektedir.

Üreticinin maliyeti her yıl artarken, fındık fiyatı enflasyon karşısında değer kaybediyor. Yapılan hesaplamalarda bir kilogram fındığın üretim maliyeti en iyimser tahminle 175 TL/KG çıkmaktadır. Bu maliyetin üzerine Üreticinin yaşam payını koyarak bir taban fiyat açıklanmasıdır. Çünkü fındık fiyatı, sadece üreticiyi değil, ihracatı, işçiliği, sanayiyi ve ülke ekonomisini doğrudan etkileyen stratejik bir unsurdur. Bu nedenle adil, sürdürülebilir ve üreticiyi memnun edecek 230 TL/KG fiyat açıklanmalı, bu fiyatın aldın ürün alınmasının önüne geçilmesi ve fındık sezonunda bütün boş dükkanlarda alım yapanların kayıt altına alınması gerekmektedir.

TMO’nun piyasada etkin olması, üreticiyi tüccarın insafına bırakmaması açısından önemlidir. Ürünü değerinde alacak bir kamu güvencesine ihtiyaç var. Aynı zaman fındık üreticilerinin örgütü olan ve fındık konusunda Dünya markası olan FİSKOBİRLİK etkin hale getirilmesi için zaman geçirmeden bir çalışma başlatılmalıdır. Üretici fındığını yok pahasına satmaması için hızlı hareket edilmeli. TMO ve FİSKOBİRLİK birlikte hareket edebilmelerinin yol ve yöntemleri artık bulunmalı.

Mazot, gübre, ilaç ve işçilik maliyetleri geçen yıla göre neredeyse iki katına çıktı. Bu maliyetler karşısında üretici borçlanmadan sezonu tamamlaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Devletin destekleri artmalı, özellikle üreticinin sosyal güvencesi, uzun vadeli destek politikalarıyla sağlanmalı. Çünkü, fındık Türkiye için yalnızca bir tarım ürünü değil, ciddi bir döviz girdisidir. Ancak fındığın hammadde olarak değil, katma değerli ürün olarak ihraç edilmesi için hiç vakit kaybetmeden ARGE çalışmalarına hız verilmelidir. Dünyanın %70’inden fazlasını biz üretiyoruz ama markalaşma ve işleme konusunda çok gerideyiz.

Fındık bahçelerinde çalışacak genç bulmak zorlaştı. Tarım politikaları, gençleri ve kadınları üretimde tutacak şekilde şekillenmeli. Üreticinin emeği, alın teri göz ardı edilmemeli. Fındıkta sürdürülebilir üretim, doğru planlama ve adil fiyat politikalarıyla mümkündür.

Fındıkta sürdürülebilir üretim, doğru planlama ve adil fiyat politikalarıyla mümkündür. Üretici güçlü olursa Türkiye güçlü olur.

Fındık piyasasına yön verenlere soruyoruz; üretici siz olsaydınız bin bir emekle topladığınız fındığınız fiyatını belirlemede aynı yöntem ve stratejileri mi uygulardınız?...30/07/2025

Cemil PEHLEVAN                                                                   
ŞUBE BAŞKANI

Okunma Sayısı: 6