"EMEĞİMİZ, MESLEĞİMİZ VE ÜLKEMİZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ!" BAŞLIKLI KİTLESEL BASIN AÇIKLAMASI

TMMOB 48. Dönem I. Danışma Kurulu Toplantısı sırasında saat 12.30’da ara verilerek, Türkiye’nin dört bir yanından gelen mühendis, mimar ve şehir plancıları; emeğin, bilimin ve kamusal sorumluluğun yok sayıldığı bu dönemde yaşadığı derin sorunlara dikkat çekmek ve haklarını savunmak için MMO Eğitim ve Kültür Merkezi'nden Madenci Anıtı önüne yürüyerek "Emeğimiz, Mesleğimiz ve Ülkemiz için Mücadele Edeceğiz!" başlıklı bir basın açıklaması yaptılar.
Kitlesel basın açıklamasına ODA Başkanımız Baki Remzi SUİÇMEZ, Yönetim Kurulu Üyemiz Özgür Cemile GÖKTAŞ KÜÇÜK, TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Sefa APAYDIN, TMMOB Denetleme Kurulu Üyemiz M. Tevfik KIZGINKAYA, ODA Denetleme Kurulu Üyemiz Neriman Okşan ERGİN, Samsun Şubemizin Yönetim Kurulu Üyesi ve Samsun İKK Sekreteri Veli KEBAPÇI, Kırklareli İl Temsilcimiz ve Kırklareli İKK Sekreteri Erol ÖZKAN katıldı.
Açıklama öncesi TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ gündeme ilişkin kısa bir değerlendirme yaptı. Ardından TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Hülya KÜÇÜKARAS açıklamayı okudu.
Açıklama şöyle:
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar,
Bugün burada, bundan tam 11 yıl önce Soma Faciasında yaşamlarını kaybeden 301 madenci kardeşimizi, önünde bulunduğumuz madenci anıtında, bir kez daha özlemle anıyoruz. Önünde bulunduğumuz bu anıt, yalnızca kaybettiğimiz canların değil; aynı zamanda rant uğruna hiçe sayılan işçi sağlığının, denetimsizliğin ve piyasacı zihniyetin ve emeğin değersizleşmesinin acı bir hatırlatıcısıdır.
Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Bizler bu ülkenin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları olarak emeğin, bilimin ve kamusal sorumluluğun yok sayıldığı bir dönemin tanıklarıyız. Ekonomik krizlerin süreklilik kazandığı, demokrasi ve hukuk mekanizmalarının işlemez hale geldiği, toplumsal yaşamın kutuplaştırıldığı bir dönemdeyiz.
Her yeni günde ekonomik krizin derinleştiği, açlığın ve yoksulluğun bir istisna olmaktan çıkıp, yaşamlarımızı sürdürmenin olağan koşulu haline getirildiği bir ülkede yaşamaktayız.
Bu koşullarda mesleklerimizin kamusal işlevi küçümsenmekte; bilimsel bilgi ve teknik akıl dışlanmakta; kentlerimiz, doğamız, emeğimiz ve mesleğimiz piyasaya teslim edilmektedir. Genç meslektaşlarımız işsizlik ve güvencesizlikle boğuşmakta; kamu çalışanları liyakatsizliğin yükünü taşımakta, emekliler yoksulluğa mahkûm edilmektedir. Her birimizin ülkemizin geleceği için duyduğu endişe her gün artmaktadır.
Gelecek endişemize bir de hukukun siyasallaştığı, parlamentonun etkisizleştirildiği, anayasa ve yasaların anlamsızlaştırıldığı, aklın ve bilimin yerini hurafelerin, liyakatin yerini parti ve din devleti anlayışının aldığı bir ülke tablosu eşlik etmektedir.
Tüm toplumsal kesimler gibi biz mühendis, mimar ve şehir plancıları da ülkemizin yaşadığı bu kriz koşullarından payımızı fazlasıyla almaktayız.
Üzülerek görüyoruz ki, bir dönemin en gözde mesleklerinden olan mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı, artık diplomalı işsizliğin, yurtdışına zorunlu göç etmenin sembolü haline gelmiştir.
Ürettiğimiz bilgi ve teknik, ülkemizin kalkınması, halkımızın gönenci ve mutluluğu için vazgeçilmezdir. Demokratik, eşit ve adil bir düzende, mesleğimizin toplum için taşıdığı değer daha da anlam kazanmaktadır. Enerjinin, madenciliğin, iletişim ve altyapının planlanmasında olduğu gibi; ülke sanayisinin, tarımın, ormanların, doğal ve kültürel varlıkların korunması, geliştirilmesi gelecek kuşaklara aktarılması da başat sorumluluğumuzdur.
Ancak bizler ne mesleklerimizi ne de mesleklerimizin kamusal sorumluluklarını yerine getirbilir bir hale gedik.
Kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama, denetleme işlerini yapan meslektaşlarımız ekonomik kriz koşullarından en çok etkilenen kesimler arasında yer almaktadır.
Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları, kriz derinleştikçe daha da zorlaşmaktadır. İşten çıkarılma tehdidini her zaman yanı başında hisseden ücretli çalışan meslektaşlarımız kriz koşullarında ilk gözden çıkarılacaklar listesinde bulunmaktadır.
İşsiz kalma, mühendis emeğinin değersizleşmesi ve niteliksiz işlerde istihdam edilme meslektaşlarımızın en önemli sorunu haline gelmiş durumdadır.
İş bulamayan meslektaşlarımız meslek dışı alanlarda çalışmaya mecbur kalmaktadır. Özellikle genç meslektaşlarımız, staj sorunu nedeniyle işe girişlerde ve deneyim edinme dönemlerinde, daha yolun başında çalışma hayatında büyük zorluk yaşamaktadır.
Ülkenin dört bir yanındaki emekliler gibi meslektaşlarımızda emeklilik yaşında açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmektedir.
Bizlerin; mühendis, mimar ve plancıların talepleri aynı zamanda ülkemiz için bir gelecek meselesidir.
Bizler meslek sorunlarımızı, ülkemizin ve halkımızın ortak geleceği ve çıkarlarından ayırmadan, sahip olduğumuz toplumcu geleneğimizin izinde, ülkeyi yönetenlere bir kez daha sesleniyoruz;
- Mühendis, mimar ve şehir plancılarının önemli bir bölümü işsizdir. Kamusal yatırımlar artırılmalı, planlı istihdam sağlanmalı, mesleki yetkinlik esas alınmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir.
- Özel sektörde çalışanlar düşük ücret, uzun mesai ve güvencesizlikle karşı karşıyadır. İnsanca yaşamaya yetecek ücret, fazla mesai denetimi ve toplu sözleşme hakkı sağlanmalıdır.
- Mühendis, mimar ve şehir plancısı istihdamında, alınan eğitim, verilen hizmet ve üstlenilen sorumlulukların niteliğine uygun ve insanca yaşanacak bir asgari ücret belirlenmeli ve bu konuda TMMOB yetkili kılınmalıdır.
- İş ve istihdam alanındaki tahribat giderilmeli, üretimin ithal bağımlılığı azaltacak ve ulusal katma değer zincirini yüksek katma değer üzerinden kesintisiz sürdürmeyi sağlayacak kamu girişimleri yaratılmalıdır.
- Kamu çalışanlarının teknik sorumlulukları tanınmalı; eşit işe eşit ücret, liyakat, ek gösterge, özel hizmet tazminatı ve emeklilik haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Meslek alanlarımızdaki tüm kamusal görevler meslek ilkeleriyle uyumlu biçimde yeniden tanımlanmalıdır. Kamuda istihdam, atama ve güvenceli kadro konusunda ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı, istihdam artırılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır.
- Emekliler için en düşük emekli maaşı insanca yaşanacak bir düzeye çıkarılmalı; mühendis, mimar ve şehir plancıları emekli maaşının TMMOB’nin belirlediği taban ücretin altında kalmamalıdır.
- Niteliksiz eğitim politikaları, meslek alanlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açmaktadır. Bölüm kontenjanları ve eğitim, içerik ve yöntemleri planlı biçimde belirlenmeli; meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalıdır.
- Üretim, sanayi, enerji ve altyapı yatırımları kamusal anlayışla; bağımsız ve çevre dostu biçimde ele alınmalıdır. Gerçek kalkınma ancak toplumsal yarar ile mümkündür.
Bizler, bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları:
Biliyoruz ki hep beraber, omuz omuz dayanışma içerisinde mücadele etmezsek yaşadığımız sorunların daha da büyüyecek. Birlikte mücadele etmezsek ne ortak bir geleceğimiz ne de hak ettiğimiz eşit, özgür, adil bir ülkemiz olacak.
Bu sebeple meslektaşlarımızı ve tüm toplumsal kesimleri sorunlarımızı sahiplenmeye, il koordinasyon kurullarımızca düzenlenecek olan yerel kurultaylarımıza ve ardından 18 Ekim’de Ankara’da merkezi olarak gerçekleştireceğimiz Güncel Sorunlarımız Ve Çözüm Önerilerimiz Kurultayına sesimizi büyütmeye ve katkı vermeye çağırıyoruz.
TMMOB 48. DÖNEM DANIŞMA KURULU