KARADENİZDE SON NOKTA GAZETESİ: ÜRETİCİLERİN YAŞAM KALİTESİ ARTIRILMALI- 18 NİSAN 2023
ARTIK KIRSALA ALICI GÖZLE BAKMALIYIZ.
İnsanların, sağlıklı ve dengeli beslenmeleri için hayvansal kaynaklı proteinlere ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlarını da et, süt ve yumurta gibi hayvansal proteinlerden karşılamaktadır. Hayvansal ve bitkisel gıdalar insanlığın devamı için olmazsa olmaz olan hava ve su gibi önemli.
Tarımsal üretimin doğal koşullara bağlılığı kaçınılmaz bir gerçektir. Tarımsal üretim deseni iklim olaylarına, arazi yapısına göre ve diğer ögelerin durumuna göre biçimlenir. Bir günde dört mevsimin yaşandığı ayrıcalıklı bir ülkede yaşıyoruz. Bu ayrıcalığın değerini bilip ona göre planlamalarımızı yapmalıyız.
Tarım alanları ve çiftçi sayısında önemli azalmalar yaşanmaktadır. Öncelikle tarım ve hayvancılığın sürdürülebilir olması için öncelik tarımsal üretimin yapıldığı topraklarımızın ve meralarımızın tarımsal üretim dışına çıkarılması üretim etkilemektedir. Özellikle hayvancılık için kaba yem temin noktaları, hayvanların yaşam alanları olan meralar ve tarım arazilerinin çeşitli nedenlerle tarım dışına çıkarılması, tütün dikiminin kısıtlanması, şeker fabrikalarının kapatılması ayrıca kırsalda değil de şehirde yaşamayı teşvik eden ucuz konut kredileri için oluşturulan politikalar, İŞKUR projeleri ve büyükşehir yasası gibi uygulamalar ile birlikte istemeden de olsa kırsaldan şehirlere yönlendirme yaptık. Gelinen nokta ise 6360 Sayılı Yasa kabul edilmeden 2012’de Türkiye’nin kırsal nüfusu yüzde 22,7 iken 2021 yılında yüzde 6.8’e gerilemiştir.
Artık kırsala alıcı göz ile bakmalıyız. Kırsalda üretimde bulunanların yaşam kalitesinin artırılması için gerekli yatırımlar yapılmalı. Öncelikle 2006 yılında çıkan kanun ile çiftçilere ayrılacak kaynak, “gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz” ın gereği yerine getirilmemektedir. İşin ehline verildiği zaman, kırsalda yaşam kalitesinin artırılması için; öncelikle tarım arazilerinin korunması ile işe başlanmalıdır. Yerel yönetimler ve merkezi hükümet eşgüdüm şeklinde çalışmalı, üretim planlanmalı. Birim alandan alınacak ürün ve kalitesi için üretin şekline göre her köye ziraat mühendisi veya veteriner istihdam edilmeli. Genç kadın-genç çiftçiler daha cazip şekillerde teşvik edilerek üretim maliyetlerinin düşürülmesinin yanında kırsalda ikamet eden ve belli kapasitenin üstündeki işletme sahiplerinin sigortası devlet tarafından ödenmelidir. Yaş ortalaması yüksek olan çiftçilerin kalifiye eleman tedariki için firmaların kurulmaları teşvik edilmeli ve birlikte hareket etme kültürü (kooperatif) geliştirilmelidir. AR-GE çalışmaları ile geliştirilen katma değerli ürünler tarımsal organize sanayi bölgeleri kurularak desteklenmelidir. Model köy oluşturma, fidan fide ve yem bitkileri temini ve desteklemeler İl ve İlçelerin ürün desenine göre planlanması yapılarak bu planlara göre ürüne desteklemeler yapılmalıdır. Planlamalar yapılırken iklim değişikliği verileri göz önüne alınmalıdır. Artık daha fazla zaman kaybetmeden okullarda toprak ve tarımsal üretim bilincinin belletilmelidir.
Tarımda üretim planlaması yapılarak israf önlenmeli. Su ve toprak gibi hayati öneme sahip doğal kaynaklarımızın korunması için gerekli önlemler zaman gerilmeden alınmalıdır. Üreticiler doğru yöntemlerle desteklenip, üretim süreçlerinde tutulmaya çalışılmalı, üretim ile mühendislik bilgisi buluşturulmalı, tarımsal AR-GE’ye daha fazla yatırım yapılmalı, tarımsal ürün planlanması yapılarak israf önlenmelidir. Üreticiden tüketiciye doğrudan bir beslenme zinciri kuran, gıda üretimi ve dağıtım zincirini kamusal denetime tabi tutan, kurumsal destekleri üretime ve istihdama yönlendiren, gıda güvenliği ve güvencesini ön planda tutan bir yaklaşım esas alınmalıdır.
Dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri, dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktarda olmasına rağmen dünyada 800 milyonun üzerinde insanın yatağa aç girmektedir. Ülkemizde ise insanlarımızın yüzde 22’si dengeli ve yeterli beslenememekte, yüzde sekiz buçuk oranında kesim ise açlık sınırında yaşamaktadır. Yaşanan bu açlık sorunu; adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır.
Ekonomik bağımsızlığın tarımın modernleşmesi ve sanayileşme sayesinde kazanılabilir. Özel sermayenin yeterli birikimi olmaması nedeniyle 1930 ‘lara kadar uzanan liberal dönem bir yana bırakılarak,1929 Dünya Krizi’nin de etkisiyle bir devlet politikası olarak uygulanan devletçilik sayesinde, karma ekonomi modeliyle bir taraftan tarımda önemli adımlar atıldı. Sonrasında hızlı güçlü bir sanayi oluşturuldu. Diğer taraftan uluslaşma sürecinde önemli aşamalar gerçekleştirildi.
Geçmişten günümüze ülke genelinde yaşanan tarım sektörü problemleri Ülke düzeyinde mekânsal arazi kullanım planlaması olmaması nedeniyle tarım arazileri, meralar, zeytinlikler’ in özel Yasası olmasına rağmen sahipsiz olup, yeterince korunamamaktadır. Tarım arazilerinde, büyük ovalar dahil, tarımsal üretim planlaması yokluğu üretim miktarı ve verimlilikte dalgalanmalara yol açmaktadır. Verimlilik ve ürün kaybı sorunları ciddi boyutlardadır. Tarımsal üretici örgütlenmesi dağınık ve etkisiz olup farklı yasalarla bir birine rakip çok sayıda ve farklı statüde işlevsiz örgüt yaratılmakta, devlet güdümlü kooperatifçiliğe halen ideolojik yaklaşılmaktadır. İthalat üreticiyi terbiye aracı olarak kullanılmakta, üretemez duruma düşen çiftçi arazilerini ekmemekte ve üretimden uzaklaşmaktadır.
Avrupa ülkeleri, kamuda istihdamı talepleri karşılanmadığında yöneliş İŞKUR projeleri hedefleri de gerçekleşmeyince İl dışına göç serüveni başlıyor. Kırsalda düzeni yıkıldığından dolayı, geri dönmek istese de, köyde düzeni bozulduğundan bir daha aynı düzeni kurması zorlaşıyor. Sonuç olarak artık üretken durumdayken tüketici konumunda oluyor.
Türkiye’de ve bölgemizde iklim değişikliğinin tarıma etkisi konusunda yapılan çalışmalar verimde azalma ile kuraklık, sel gibi aşırı hava olaylarının artması sonucu ürün kayıplarında artışa işaret etmektedir. İklim değişikliğinin tarım ve hayvancılıkta yaratacağı olumsuz etkilerin azaltılması ve önlenmesi için uyum çalışmalarının hızlandırılması gereklidir. 18/04/2023
Cemil PEHLEVAN
ŞUBE BAŞKANI

Okunma Sayısı: 7