ODA TV: 2023 ZEYTİNYAĞI KRİZİ AKLA GELDİ... UZMANINA SORDUK: SOFRADAKİ ESAS RİSK... ÇÖZÜM NE- 31 EKİM 2025

ODA TV: 2023 ZEYTİNYAĞI KRİZİ AKLA GELDİ... UZMANINA SORDUK: SOFRADAKİ ESAS RİSK... ÇÖZÜM NE- 31 EKİM 2025
MERKEZ
31.10.2025

Sofralardan eksik etmediğimiz zeytinde "yok yılı" nedeniyle rekolte düştü. Uzmanlar, açıklanan zeytin üretim beklentisini gerçekçi bulmuyor. Vatandaş zeytin ve zeytinyağını sofrasına daha mı pahalı koyacak? 2023'teki gibi ihracat yasağı bekleniyor mu? Uzmanı ithalat riskine dikkat çekti.

 
Ulusal Zetin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), 2025-2026 sezonunda 2 milyon 450 bin ton zeytin rekoltesisi beklendiğini açıkladı. 23 Mayıs 2025 tarihinde açıklanan TÜİK Bitkisel Üretim 1. Tahminine göre, zeytin üretiminin yüzde 40,0 azalacağı öngörülmüştü. UZZK tarafından açıklanan tahminlere göre üretimdeki azalış yüzde 34,7 olarak revize edildi. Zeytincilikte bu senenin "yok yılı" olarak tabir edildiğini belirtilirken, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise rekoltenin, 2 milyon 450 bin tonun da altına düşeceğinin beklendiğini açıkladı.

2023'TEKİ OLUMSUZ TABLO YENİDEN Mİ GERÇEKLEŞECEK

2023 yılında, önceki yıl 421 bin ton olan zeytinyağı üretimi 179 bin 300 tona gerilemişti. Yaklaşık yüzde 55'lik bir azalma yaşanmıştı. İç pazarda artan zeytinyağı fiyatları sonrası ihracata 31 Ekim 2023’e kadar yasak getirilmişti. Bu yıl da zeytinyağı fiyatlarında artış olup olmayacağı, artan fiyatlar nedeniyle ihracat kısıtlamasının yapılıp yapılmayacağı, vatandaşın sofrasına zeytini ve zeytinyağını koymasının daha da pahalı hale gelip gelmeyeceği, ithalata varacak düşüşlerin olup olmayacağı merak konusu oldu. Suiçmez şunları anlattı:

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI: "2 MİLYON 450 BİN TONUN ALTINA DÜŞEBİLİR"

"Geçmiş yıllarda zeytin rekoltesini Tarım ve Orman Bakanlığı açıklarken, bu yıl Ulusal Zeytin Zeytinyağı Konseyi açıkladı. TÜİK'in açıkladığı İkinci Bitkisel Üretim Tahmini'ndeki rakamların birebir aynısını açıkladı. Geçen yıl 3 milyon 750 bin iken, bu yıl 2 milyon 450 bin tona düşmüş. Yüzde 34.7'lik bir azalış. Gerek kuraklık, gerek don etkisi, gerekse zeytinin var yılı yok yılı boyutunda, bu yıl yok yılı olması nedeniyle biz 2 milyon 450 bin tonun daha da düşeceğini bekliyoruz.

"KURAKLIK, DON... 2 MİLYON TON CİVARI BEKLİYORUZ"

Bu konuda da Tarım Bakanlığı, zeytincilik araştırma enstitüsü il ilçe müdürlükleriyle başka bir tahmin yapıyor, daha sonuçları açıklanmadı. Orada ortaya çıkacak rakamlar, TÜİK ve UZZK'nın rakamlarını birlikte değerlendirdiğimizde, bir de sadece zeytin değil, zeytinyağı ile birlikte değerlendirdiğimizde, bize göre bu tahminlerden daha düşük bir rekolte bekliyoruz. TÜİK'in ilk açıkladığı birinci tahminde daha yüksekti bu miktar, ikinci tahminde azaldı, son tahminde bakalım ne kadar çıkacak. Kuraklık, don, yok yılı olması, zeytin varlığı konusunda envanterin sağlıksızlığı, madencilik yasasıyla zeytinliklerin kesilmesi dahil her şeyi bir araya getirdiğimizde bu rekolte tahminini düşük bekliyoruz. Yaklaşık 2 milyon ton civarı bekliyoruz.

"ÜRÜN AZLIĞI, ZEYTİNYAĞI FİYATLARINI ARTIRABİLİR"

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yaptırdığı zeytincilik tahminlerinin gecikmeden açıklanması gerekir. Fındıkta da başka ürünlerde de gördük ki yüksek rekolte tahmini ürün alım fiyatını baskılıyor. Gecikmeden açıklanması gerekir. Ürün azlığı hem zeytin hem zeytinyağı fiyatlarının artması sonucunu doğurur.

"İHRCAT KISITLAMASI OLABİLİR... DAHA OLUMSUZ TABLO İTHALAT KAPISININ AÇILMASI"

Maalesef Türkiye'de iç piyasada fiyatlar tüketici bazında yükselince, biz hep ihracat kısıtlaması yaptık. Yumurtada, limonda, domateste, salçada yaptık. Bu anlamda zeytin boyutunda da gündeme gelebilir. Daha da olumsuz tablo, kendimize yettiğimiz ürünlerde ithalat kapısının açılması. Çünkü üretim ve rekolte azlığı, Türkiye'nin kendine yeterli olduğu rakamların altına düşerse ister istemez arz açığının ithalatla karşılanması ve iç piyasada fiyatları tutmak için ihraç edilen zeytinyağında ihracat kısıtlaması gündeme gelebilir.

"ÇÖZÜM DEĞİL, İHRACAT PAZARLARI KAYBEDİLİYOR"

Bize göre çözüm değil, geçici bir çözüm. Ama fiyatlar düşmüyor ve ihracat pazarları da kaybediliyor. İhracat kısıtlamaları ve ithalat çözüm değil. Kuraklığa yönelik zararlar gündemde değil, TARSİM'liler dışında. Don zararlarında belli bir ödeme var ama o da bize göre yeterli değil. Üretim maliyetlerinin yüksek olduğu bir ortamda tek yıllık olarak değil de diğer tüm ürünlerde, özellikle ağaç, meyve ürünlerinde çok uzun yıllı bakmak lazım. Kirazda gelecek yıl da gene olumsuz şeyler yaşayacağız, narenciye önümüzde. Yine biz ihracat yasağı kısıtlaması getirirsek yine geçmiş yıllarda olduğu gibi dışarıya ihraç edilen limon ve portakal satılmayınca, insanlar limon ağaçlarını kesiyor. Kısır döngü...

"PİYASAYI MANİPÜLE ETMEYECEK ŞEKİLDE GERÇEKÇİ REKOLTE TAHMİNİ YAPILMALI"

İklimin etkilerini de dikkate alarak, zeytin gibi ağaçlarda var yılı yok yılını dikkate alarak, gerçekçi rekolte tahmini yapıp üreticinin kazanacağı alım fiyatını vermek gerek. Ona göre zeytin ve zeytinyağı gibi ürünleri tüketiciye hem ucuz hem sağlıklı ulaştırmak mümkün. Başında da zeytin varlığına yönelik sağlıklı envanter ve bir de piyasayı manipüle etmeyecek şekilde gerçekçi rekolte tahmini gerek. Düşükse, 'düşük' demeli."

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.

Okunma Sayısı: 33