ODA TV: TARIM LİDERİ TÜRKİYE'DEN NEREYE... VERGİSİZ 255 BİN TON ARPA... 'ÇİFTÇİ DESTEKLENMEZSE İTHALAT LOBİLERİ KAZANIR' - 1 EKİM 2025

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin 225 bin ton sonrası 255 bin ton arpanın gümrük vergisiz ithalatı gündemde. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı üretimdeki düşüşün sebeplerini anlatarak" Üreticiyi desteklemezsek yurt dışında ithalat lobileri kazanır" dedi. CHP'li Gürer ise çiftçinin beklentilerini anlattı.
Temmuz ayı sonunda 225 bin ton arpa ithal eden Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)'nin 255 bin ton arpa ithalatı için ihale açacağı ve gümrük vergisinin sıfır olacağı konuşulurken, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez Odatv'ye değerlendirdi:
ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI: "TÜRKİYE KENDİNE YETMEZSE İTHALAT KAÇINILMAZ"
"Zaten TMO 31 Temmuz itibariyle ihalesi yapılan 225 bin tonluk ithalat gerçekleştirdi. Üstüne 255 bin tonluk yeni bir ihale gündemde. 'Neden ithalat yapılıyor' sorusunun yanıtı da arpada kendimize yeterliliğimiz ne, arpa tüketimi ve yem sanayiinde, içki sanayiinde ve diğer alanlarda Türkiye kendine yeterli olmazsa, üretim az olursa ithalat kaçınılmaz. 225 bin yapıldı, 255 bin daha yapılması daha gündemde ancak birkaç rakam vereyim.
YIL YIL VERİLERİ AÇIKLADI: "2023'TE KENDİMİZE YETERLİLİĞİMİZ YÜZDE 115'E ÇIKMIŞTI, ŞİMDİ YÜZDE 90'LARA DÜŞECEK"
2021'de de kuraklık yaşadık. Üretimimiz 5.7 milyon tona düşmüştü. Kendimize yeterliliğimiz yüzde 66 idi. O dönemden bir sonraki yıl 8.5 milyon tona çıktı yıllık üretim. Kendimize yeterliliğimiz gene eksikti yüzde 90 civarı. O dönemde 2.2 milyon ton arpa ithal ettik. 2023'te destekler de iyiydi, iklim koşulları da iyiydi 9 milyon tona çıktık. Arpada kendimize yeterliliğimiz yüzde 115'e çıktı. Ondan sonraki yıllarda 2024'te, üretimde eksi yüzde 7.5 azalmayla 8.1 milyon tona düştük. 2025'in birinci tahmini, TÜİK'in tahmininde 7.5 milyon ton civarı bir arpa bekleniyor. Geçen yıla göre yüzde 8'lik bir düşüş. Yani bizim kendimize yeterliliğimiz yine yüzde 90'lara düşecek. Bunun ithalatla karşılanması yanlış. Üretimimiz neden düşüyor? Kuraklık etkisi, verim düşüklüğü...
"ÜRETİCİYİ DESTEKLEMEZSEK YURT DIŞINDAKİ İTHALAT LOBİLERİ KAZANIR"
Bir de Amerikan Tarım Bakanlığı'nın tahminleri var. Ona göre Türkiye'nin 2025 sezonunda arpa üretimi 5.1 milyon tona düşecek. Yani 2021 yıllarındaki düzeylere düşecek. TÜİK'in ikinci bitkisel üretim tahmin raporunda da bu 7.5 milyon tonun daha aşağı düşeceği bir gerçek. Yine Amerikan Tarım Bakanlığı'nın tahmini, "2025-2026 sezonunda Türkiye 1.6 milyon tonluk arpa ithalatı yapacak" şeklinde. Eğer bizim arpa ekim alanlarımız 3.2 milyon hektar, bunda bir değişiklik yok. Kuraklık etkisinin yanında hep şunu savunuyoruz. Arpaya verilen desteklerin azlığı, buğdayda da olduğu gibi arpada TMO'nun açıkladığı alım fiyatlarının maliyetin altında olması, çiftçinin zarar etmesi, çiftçinin alandan çekilmesini hızlandırıyor. Bir de bunun üstüne kuraklık nedeniyle verimin çok düştüğü bir ortamda, yapılması gereken arpa üretimini, yerli üretimi destekleyici, kuraklık gibi, dolu gibi, don gibi zararlara karşı tarımsal ve ekonomik paketlerin açıklanması. Bunların yapılmadığı bir ortamda bizim arpa üretimimizdeki düşüş devam ettiği sürece ithalat bize artık zorunlu bir model olarak dayatılıyor. Arpada da buğdayda da mısırda da pamukta da ayçiçeğinde de soyada da ette de yanlış ekonomi politikaları, çiftçinin desteklenmemesi, kuraklık dolu ve zirai don gibi olaylara ek önlemlerin alınmadığı bir ortamda 225 bin tonluk ihale dışında 255 bin ton da yapılır. Bu çok daha yüksek bir miktara da çıkabilir. Çünkü kendimize yeterliliğimiz, üretim miktarımız, ülkemizin ihtiyacı olan miktarın altında ve maalesef üretim düşmeye devam ediyor. Bu aşamada da üreticiyi desteklemedikçe ithalat yaparak bu sorunu çözemeyiz. Üreticiye verilecek parayı maalesef yurt dışında belli ithalat lobileri kazanır.
"TMO İHRACAT YAPMAYIP STOKLARINDA TUTSAYDI, İTHALATA GEREK KALMAZDI"
Bu yılın başında TMO yaklaşık 1 milyon tonluk arpa ihraç etti. Şimdi ülkede kuraklık belli, verimin azalacağı belli, rekoltenin düşük olacağı belli. TMO ihracat yapmayıp bu miktarı depolarında tutsaydı, şimdi ithalata gerek kalmazdı. Bu anlamda TMO'nun ihracat ithalat politikalarının da stok politikalarının da yeniden değerlendirmesi gerek. Uzun vadede destekler, alım fiyatları, girdi maliyetlerini düşürme dahil üreticinin alandan çekilmemesini sağlayıcı politikaları yaşama geçirmek gerekir. Yoksa ithalat artarak devam edecek.
Toprak Mahsülleri Ofisi çiftçinin kara gün dostudur. Ülkedeki gerek fiyatları gerekse iç tüketimi karşılama anlamında stoklarının dolu olarak sezona girmesi gerekir. TMO buğday arpa piyasasını düzenleyen bir kuruluş olmalı. Dolayısıyla TMO'nun stokları demek, bu ülkenin stokları demektir. Ama siz stoklarınızı yurt dışına satıp daha sonra yeterli verim olmadan da ithalat ihalelerini açarsanız bu TMO'nun doğru stok politikası değil, ithalata bağımlı politikaları devam ettirmesi anlamına gelir.
"BİR YIL SONRA ÖDENEN DESTEK, DESTEK DEĞİL"
3 yıllık tarımsal üretim planlamasına geçti Tarım Bakanlığı. Uygulamanın nasıl olacağı belirsiz, destek miktarlarında 244 TL dekara bir katsayı vardı, onu 210'a çıkardılar. Yaklaşık yüzde 27'lik bir artış. Gübrenin, mazotun, tohumun, ilacın yükseldiği, TÜİK'in tarımsal girdi fiyat endeksinin yüzde 30'ların üstünde olduğu da dövize bağlı daha da artacağı bir ortamda toplam desteklerin Meclis'te görüşüleceği bir ortamda orta vadeli programda da tarıma verilen desek maalesef düşük kaldı. Tarıma ödenen destekler geç ödeniyor, bir yıl sonra ödenen destek, destek değil. Toplam desteğin artırılması, zamanında verilmesi, mazot gübre tohum ve ilaçta kullanılan girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretimde banka borçlanan çiftçilerin faizlerinin silinmesi, ana paranın taksitlendirilmesi gibi üretimi kolaylaştırıcı önlemleri buğday arpa dahil tüm ürünlerde beklerken, eğer kirazda fındıkta kayısıda incirde pek çok üründe zirai don zararları varken, şekilsiz bir ödemenin yapılmadığı bir ortamda, kuraklığı sürekli yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Arpa, buğday, hububat ve bakliyat anlamında eğer kuraklık zararı varsa toplam desteklerin verilmesi, zamanında ödenmesi, girdi fiyatlarının düşürülmesi, alım fiyatlarının maliyet üstünde açıklanması gibi politikaların yanında kuraklığa yönelik ek ekonomik destek paketlerinin verilmesi gerek. Desteklerin düşürüldüğü ortamda bunu söylemek zorundayız, yapılacak şey üreticiyi desteklemek."
CHP'Lİ VEKİL: "MAKARNAYI BİZDEN AZ SATAN ÜLKE, DAHA ÇOK KAZANIYOR"
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuyu Odatv'ye şöyle değerlendirdi:
"Yerli üretimi desteklemiyorlar. Buğday alım fiyatını düşük tutuyorlar. Çiftçi topraktan uzaklaşınca üretim düştü. Yurt dışından buğday getiriyorlar, onu da makarna ve un yapıp yurt dışına sattıklarını söylüyorlar. Diyoruz ki 'neden yerli üreticiye ürettirmiyorsunuz' diye. Diğer ülkeler Türkiye'nin yarısı kadar satıp, Türkiye'den daha çok kazanıyorlar kaliteyi daha yüksek tuttukları için.
"19.5 TONLUK ÜRETİM BEKLENTİSİ KURAKLIK NEDENİYLE DAHA DA DÜŞEBİLİR"
Alım fiyatları düşük tutuldu, TMO alıma sınırlı şekilde giriyor. 3 yıl önce 12.5 milyon ton alım yapan TMO şu anda 2.5 milyon ton koyduğu hedef. Kesin sonuçlar açıklanmadığı için ne kadar alım yapıldığını bilmiyoruz ama alım olabildiğinde kısıldı. TMO piyasada olmazsa, piyasa tüccara bırakılırsa, tüccar da alım fiyatının altında bir fiyatla alım yaparsa buğday üreticisinin düşmesi olağan. Ürünlerini çiftçi sürekli değiştiriyor ki 'Neyden para kazanırsam onu ekeyim' diye. İçinde bulunduğumuz koşullarda tarım politikası zaten yetersiz, bir de alım fiyatının düşük tutulması ile çiftçinin bu işten uzaklaşması var. Rekolte düşerse, üretim düşerse, ithalat artar. Bu yıl kuraklık da var. Ekim ayında ikinci bitkisel üretim verilerini açıklayacak TÜİK. 19 milyon 500 bin tonluk beklenti daha geriye gelmiş olabilir kuraklığın etkisiyle.
ÇİFTÇİ NASIL KURTULUR: "MAZOT DESTEĞİNDEN 3 KAT ZAMLI VERGİ ALINIYOR"
Çiftçinin kredi borçlarının ertelenmesi lazım, faizlerinin silinmesi lazım, çiftçiye desteklerin gerçekçi anlamda verilmesi lazım. Örneğin 20 milyar bu yılın mazot desteği var. Ama mazota gelen zamlarla çiftçiden ÖTV, KDV de desteğin 3 katı alınıyor. Destek verilen mazottan 3 katı vergi alırsan o destek olmuyor. Ayrıca Toprak Mahsülleri Ofisi yeniden yapılandırılarak çiftçinin ayağına gitmeli, çiftçiyi tüccarın eline bırakmamalı. Destekler bir yıl sonra veriliyor. Destekler hasat döneminde ya da hasat sonrasında verilmeli. Ayrıca çiftçilerin alım fiyatı değil, taban fiyat politikasına yeniden dönülmeli. Çiftçinin buğday fiyatı, girdi maliyeti ile makul karın altında açıklanmaması sağlanmalı ki bu işi sürdürsün."
Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.